10 Aralık Cumartesi günü İstanbul’da yapılan saldırının üzerinden henüz bir hafta geçmemişken bu kez de Kayseri’de yeni bir terör saldırısı yaşandı. Bu menfur saldırı ile yine anaların yüreği yandı ve yine evlere ateş düştü. Yüreklerimizi yakan bu terör eylemlerinin asıl failleri olan sömürgeci kâfir devletler ise topraklarımızdaki terör yuvası olan elçilikleri aracılığıyla sanki hiçbir şey yokmuş gibi, birde utanmadan başsağlığı mesajları yayınladılar.
Maalesef Türkiye’de bunlar yaşanırken, son günlerde Halep’teki katliamlar da akıl almaz boyutlara ulaştı. Tüm dünyanın gözleri önünde Müslüman kardeşlerimiz hunharca katledildi. Kâfir ABD ve Rusya ile birlikte zulümde pervasızlaşan İran ve Esed rejimi, Halepli Müslümanlara yönelik adeta soykırım yaptı. Bunun üzerine Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti olarak, hem yaşanan terör olaylarının gerçek faillerini bir kez daha göstermek, hem de Halep’te yaşanan katliamlara engel olması gereken orduları hareket ettirilebilmek için acil eylem çağrısı yaptık. İstanbul’da Rus Konsolosluğu önünde, Bursa ve Konya’da Cuma namazı sonrası merkez camilerde ve Suriye’nin hemen sınırındaki Hatay Reyhanlı’da yürüyüşler ve basın açıklamaları düzenledik. Ankara’da ise ABD büyükelçiliğine yapacağımız yürüyüşe müsaade edilmediği için Kocatepe Camisi önünde basın açıklaması yaptık. Biz bu hayırlı amelleri İslami sorumluluğumuzun bir gereği olarak yaptık. Ancak bu sorumluluk Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu hadisi şerifinde buyurduğu üzere tüm Müslümanlara, özellikle yöneticilere ve komutanlara aittir. الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ، لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يَخْذُلُهُ“Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona, zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz…” [Müslim]
Ey Yöneticiler! Siyasi bir parti olarak bizim yapacağımız şey sizlere doğruyu ve çözümü göstermek, nasihat yâda muhasebe etmektir. Bu nedenle asıl sorumluluk siz yöneticilerindir. Sizler, gerek ülkemizde yaşanan terör olaylarından, gerekse Halep’te yaşanan katliamlardan birinci derecede sorumlusunuz. Müslümanların canı, malı, iffeti ve onurundan hem siz, hem de emriniz altında bulunan ordunuz sorumludur. Zira Türkiye’deki terör eylemlerini ve Halep’teki katliamları durdurması gerekenler sizlersiniz. Gerçekleşen terör eylemlerinin esas failleri dost olduğunuz sömürgeci devletlerdir ve artık onlarla hesaplaşma vakti gelmiştir. Bu hesabı görecek olanlar ise yöneticiler ve ordulardır.
Ey Yöneticiler! Sömürgeciler ile müttefik kalarak bu sorunların üstesinden gelemezsiniz! Sırtınızı Müslümanlara dayamadan ve tam manasıyla İslam’a güvenmeden başarılı olamazsınız! İşte sömürgeci Amerika, İran ile birlikte adım adım etrafınızı kuşatmaktadır. Önce Irak, şimdi ise Suriye onlar tarafından ele geçirilmektedir. PYD’ye ve PKK’ya destek olanlar, gözlerinizin önünde mühimmat ve silah verenler onlardır. Aynı zamanda diğer Avrupalı dostlarınız da PKK’yı size karşı kullanmakta ve onlarda açıktan destek vermektedir. Allah aşkına söyleyin bu hakikatleri ne zaman görecek ve ne zaman gereğini yapacaksınız? Bunun için daha kaç masum insan katledilecek? Unutmayın ki Musul düşürse Diyarbakır düşecek, Halep düşerse Antep düşecektir. Bugün et ve tırnak gibi olan Müslüman kardeşlerinize sahip çıkmazsanız, yarın akıbetimiz onlardan çok farklı olmayacaktır. İşte Hizb-ut Tahrir Türkiye, hem Müslümanların hem de Rabbimizin şahitliğinde sizi uyarmaktadır. إِنَّ هَذِهِ تَذْكِرَةٌ فَمَن شَاء اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ سَبِيلًاİşte bu (anlatılanlar) şüphesiz bir öğüttür. Artık kim dilerse Rab’bine (varan) bir yol tutar. [Müzzemmil 19]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu |
www.hizb-turkiye.org |
H. 18 Rabiu’l Evvel 1438 |