“Şûra” veya “görüş almak”, ya halife tarafından veya başkan, lider, komutan, sorumlu gibi herhangi bir yetki sahibi kimse tarafından gerçekleştirilir. Çünkü bunların hepsi emir konumundadırlar. Şûra, karı-koca arasında da olur. Allahu Teâla şöyle buyurmaktadır: فَإِنْ أَرَادَا فِصَالاً عَنْ تَرَاضٍ مِنْهُمَا وَتَشَاوُرٍ “Ana baba aralarında danışarak ve anlaşarak sütten kesmek isterlerse…”[1] İster devlet başkanı olsun, ister komutan olsun veya bunların dışında yetki sahibi bir kimse olsun, onun için görüş ortaya koymak gerekli bir iştir. Çünkü o bir nevi nasihattır. Müslümanların imamlarına ve geneline insanlara açıklanan meşru bir iştir. Ancak devlet başkanı veya emir veya başkan gibi yetki sahibi bir kimsenin insanların görüşlerine müracaat etmesi konusu; özellikle demokratik mefhumlar Müslümanların aklını çeldikten ve aralarında yayıldıktan sonra dikkatle incelenmesi gereken karmakarışık bir konu haline geldi. “Rey/görüş” tabiri, İslâm’da “şûra” ve “müşavere” şeklinde kullanılan kelimelerin yerini aldı. Müslümanların ve Müslüman olmayanların görüşlerini açıklamaları, ortaya koymaları caizdir. Çünkü Resul Sallallahu Aleyhi Vesellem “Hılfu’l fudul” olayında ortaya konulan görüşü ikrar ederek şöyle demiştir: ولو دعيت به لأجبت وما أحب أن أخيس به, وأن لي به حمر النعم “İslâm geldikten sonra bile çağrılsaydım ona icabet ederdim. Bu hilfe/ittifaka katılmak benim için kırmızı tüylülerden daha hayırlıdır.”[2] Oysa “Hılfu’l fudul” olayında ortaya atılan görüş müşrik kimselerin görüşüydü. Ancak, görüşe başvurmak sadece Müslümanların hakkıdır. Yani şura/danışmak yalnızca Müslümanların hakkıdır. Çünkü Allahu Teâla Resulüne şöyle hitap etmektedir: وَشَاوِرْهُمْ فِي الأمْرِ “İş hususunda onlara danış.”[3] Yani Müslümanlara danış. وَأَمْرُهُمْ شُورَى بَيْنَهُمْ “Onların işleri aralarında şura/danışma iledir.”[4] Çünkü birinci ayet şöyle diyor: فَبِمَا رَحْمَةٍ مِنْ اللَّهِ لِنْتَ لَهُمْ وَلَوْ كُنْتَ فَظًّا غَلِيظَ الْقَلْبِ لانْفَضُّوا مِنْ حَوْلِكَ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ وَشَاوِرْهُمْ فِي الأمْرِ “Allah’ın rahmetinden dolayı sen, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet onlara mağfiret dile. İş hakkında onlara danış.”[5] Bunların tamamı ancak Resul ile Müslümanlar arasında olan işlerle ilgilidir. İkinci ayet ise şöyle demektedir: وَالَّذِينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمْ وَأَقَامُوا الصَّلاةَ وَأَمْرُهُمْ شُورَى بَيْنَهُمْ “Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namaz kılanlar için daha iyi ve daha süreklidir. Onların işleri aralarında danışma iledir.”[6] Bu ayetlerde anlatılan vasıflar ancak Müslümanlara ait niteliklerdir. Bu nedenle şûra yalnızca Müslümanlar arasında gerçekleşen bir olaydır. Şûra, Kur’an-ı Kerim’de, hadisi şeriflerde ve Müslümanların sözlerinde meşhur ve bilinen bir şeydir. Ebu Hüreyre Radıyallahu Anhum’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’den daha fazla arkadaşları ile görüş alışverişinde bulunan kimseyi görmedim.”2013-10-12
ŞÛRA VEYA İSLÂM’DA GÖRÜŞ ALMAK
Ayrıca...
BÜTÜN YÖNLERİYLE DEMOKRATİK SEÇİMLER
Kâfir Batının İslâm topraklarına pazarlamış olduğu İslâm’la uzaktan yakından ilgisi bulunmayan bir küfür sistemidir…