Batılı kökten ret etmeden, sistemi ve nizamı deǧiştirmeden yeni ve eski ”Türkiye” farkı bir Müsluman iҫin nasıl bir deǧişmdir? Mevcud olan cahiliye hükümlerin deǧişmemesi, bir Müslüman iҫin gereken nizamın olmayışı! ”Yeni-eski Türkiye farkı” deǧil batıl ve hakın karışmasıdır.
2002’den beri Kemalasitlerin hegomanyasına son verilerek bu yıldan itaberen yeni 2’inci Cumhuriyet’in süreci başladı.
2010 Anayasa Reforumu’nda sonra ”Yeni Türkiye terimlerini” söylemleri vardı bu deǧişim onları mutmain etmedeǧinde olacaklar ki bu sefer Cumhurbaşkanlıǧi seҫimlerinde ”Yeni Türkiye” sloganları atılmaya başladı.
Yeni tariflerle hedef belirleyerek(2010, 2014, 2023) insanların dikkatini almaya ҫalışılırak, deǧişim algısını bu taraflara ҫekilerek asıl gerҫek deǧişim olan ”İslamı” vicdanlara sıkıştırmaktır.
Müslümanlar iҫin deǧişimin nizamla ve sistemle direk orantılı olaması gerekirken, Türkiye’de deǧişmesi bile teklif dahi edilemiyecek olan batılı sistem biҫimin kendi iҫinde deǧişikliǧe uǧraması ” Yeni Türkiye” oluyor.
Diyanet teşkılatı, Türkiye’de 3 Mart 1924 tarihinde Atatürk’ün isteǧiyle meclisin kabul ettiǧi 429 sayılı yasayla kabul edildi, o zamanın ”Eski Türkiyesiyle” şuan mevcut olan ”Yeni Türkiye’nin” mevcut Diyanet farkı: yetkilerin biraz daha genişletilmesidir yani yetkilerin geniştirilmesi mevcut vakkıadan bir şey almıyor, sabit olan batıl hükümlerle yeni Türkiye algısı verilip, ölümü gösterip sıtmaya razı edilmeye ҫalışılıyor.
”Yeni Türkiye” algısı yolların veya hastanelerin yapılması eskiye oranan toparlanması devlet dairelerin işlevi hakında ivediliǧe koyulması, halkın eski diktatörlere ҫekmesinden dolayı, şuanki mevcud hükümetin yaptıklarına ”Yeni Türkiye” olarak bakılmaktadır ve ölҫüleri Islam kriterlerin dışına ҫıkmasıdır.
”Eski Türkiye’de”İslamın kamusal alanda görünür olması bir darbe gerekҫesi iken, şimdi ise kamu alanında İslam’ın görünmesine aldanıp buna entegre ve buna baǧlı kalarak gidişada ayak uydurmaktır, mevcud hümetin yaptıǧı iҫ ve dış anlaşmalar faizin işlevine ses ҫıkartmamaktır, bunu Kemalizm bu denli beceremezdi.
Fazin, kumarın, fuhuşun hakim olduǧu bir topluluk ve toplumsal dayanışmaya tevşik etmesi! İslam’ın belirleyeci hükümlerini zafa uǧratmak ve yok saymaktır!
Yaşam toplumunda batılla ayni safda yaşanabilir ve kardeşce yaşanabilir algısı verilip! Oysa İslam doǧuşundan beri batılla hep ҫatışmıştır ve insnalara yegane yolun İslam olduǧu göstermiştir.
”Yeni Türkiye” taki batılı kökünden silmeden vahiyle olan yaşam tarzı topluma hakim kılmadan ” Yeni Türkiye” olamaz. Yeni bir devlet olması iҫin var olan küfür sisteminden kurtulmak yerine İslam’ı hakim kılmaktır. 3 Mart 1924’de yeniliǧini tam olarak kaybeden Türkiye! ”Yeni olması” iҫin hak ettiǧi sisteme kavuşması gerekmektedir buda İslam sistemidir, ”Yeni Türkiye” terimi her zaman vakkada yerini boş ütopyaya ve anlamsız sözlere bırakacaktır.
“Hayır, biz hakkı batılın üzerine atarız da onun beynini parçalar. Bir de bakarsınız o yok olup gitmiştir. Nitelemelerinizden dolayı yazık size.” (Enbiya, 21/18)
Deniz Özdemir