Darbe sanıklarının yeniden yargılanmasına yönelik ‘şip şak’ kararlar alan AYM emniyet ve mahkemelerin Hizb-ut Tahrir oluşumunun silahsız olduğuna yönelik resmi yazılarına rağmen, cezaevinde bulunan İslami duyarlılığa sahip Bekir Kurtuluş’un yeniden yargılanma talebini ”açıktan dayanaktan yoksun” diyerek reddederek tarafını belli etti.
Balyoz Darbe Planı sanıklarının “haklarının ihlâl edildiği” gerekçesiyle yeniden yargılanmasını, Ergenekon Terör Örgütü sanıklarının tahliye edilmesi yönünde karar veren Anayasa Mahkemesi skandal bir karara imza attı.
Anayasa Mahkemesi; Emniyet Genel Müdürlüğü ve mahkemelerin Hizb-ut Tahrir oluşumunun silahsız olduğuna yönelik resmi yazılarına rağmen mahkûm edilen ve şu anda Bursa H Tipi Cezaevi’nde bulunan Bekir Kurtuluş’un yeniden yargılanma talebini reddetti. Mahkeme kararında, Bekir Kurtuluş’un başvurusunun “açıktan dayanaktan yoksun” olduğunu iddia etti.
Makine mühendisi olan Bekir Kurtuluş; Lübnan’ın siyasi partisi olan Hizb-ut Tahrir’in konferansına tercüman olarak katıldığı iddiasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Hayali suçlarla tutuklanan ve şu anda Bursa H Tipi Cezaevi’nde bulunan Bekir Kurtuluş, 16 ay önce Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Kurtuluş dilekçesinde; “Hizb-ut Tahrir adlı örgütün bir terör örgütü olduğu varsayımına dayandığını, yürürlükteki yasal düzenlemelere göre, bir örgütün terör örgütü sayılabilmesi için cebir ve şiddete başvurması gerektiğini, ancak adı geçen örgütün cebir ve şiddete başvurmadığı sürece, düşünce hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek Anayasa’nın 26. ve 38. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve yeniden yargılanma ve tazminat talebinde bulunmuştur” ifadelerini kullandı.
Gazetemiz, Bekir Kurtuluş’un söz konusu başvurusunun Anayasa Mahkemesi tarafından 16 aydır sonuçlanmadığını haberleştirdi, 22 Ağustos 2014 tarihli sürmanşet haberimizde, “AYM, Müslümanlara kör ve sağır” ifadeleri kullanıldı. Anayasa Mahkemesi, gazetemizin haberinden 4 gün sonra toplandı ve Bekir Kurtuluş’un başvurusunu karara bağladı. Anayasa Mahkemesi üyelerinden Burhan Üstün ve Nuri Necipoğlu’nun imzasıyla hazırlanan karar metninde, Bekir Kurtuluş’un başvurusunun “açıktan dayanaktan yoksun” olduğunu iddia etti.
“AYM, PARALELİN YANINDA YER ALIYOR”
Bekir Kurtuluş, Bursa H Tipi Cezaevi’nden yaşadığı mağduriyeti anlatan 2. mektubunu gazetemize gönderdi.
Kurtuluş; Anayasa Mahkemesi’ni eleştirerek, “Benim bu başvurum, AYM’nin İslamî duyarlılığa sahip kesime yönelik yaklaşımı hakkında bir imtihan oldu ve bu imtihanı AYM kaybetti. Zira Hizbullah, Vasat, Umut, Sivas, Metin Kaplan gibi davalar bireysel başvuru takvimi başlamadan önce sonuçlandıkları için teknik olarak başvurular geçersiz oluyordu. Benim başvuruma olumlu karar verilseydi bu diğer davalar içinde emsal teşkil edecekti. Tıpkı Balyoz mahkumları ile darbecilerin tahliye edilmesi gibi. AYM, açıkça paralel devletin tarafı olduğunu ispat etmiş oldu. Zaten mahkemeler ne zaman hakkımızda tahliye ve beraat kararı verse paralelci polisler “Biz bu teröristleri yakalıyoruz, mahkemeler salıyor” diyerek pek dertleniyorlardı” dedi.
EVDE HARİTA BULUNDURMAK TERÖR MALZEMESİ SAYILIYOR!
Kurtuluş, AYM’nin kendisi hakkında verilen karar doğrultusunda İslami duyarlılığa hazmedemediğini belirterek, “AYM, Balyozculara beraat yolunu açarak, Atatürkçü, Cumhuriyetçi ve darbeci kesimi İslami kesimle bir tutmadığını ispat etti. Kendi halkının değil de Avrupa’nın hassasiyetlerine daha çok değer verdiğini ispat etti. Kendisine rehber edindiği AİHM gibi müslümanlara karşı önyargılı olduğunu gösterdi. Yakamoz, Balyoz, Sarıkız, Eldiven, Kafes gibi silahlı eylem planlarını şiddet planı olarak görmediğini, bunların karşısında sohbeti, konferansa katılımı, haritayı, kitabı, dergiyi ise terör malzemesi olarak gördüğünü belli etti” ifadelerini kullandı.
MUHAMMED UZUN / Yeni Akit