Başbakan Davutoğlu, “Türkiye’de PKK, Suriye’de de YPG, Rusya’nın açık bir enstrümanı, aracı konumundadır ve onun yayılmacı politikalarının piyonlarıdır. Rusya Türkiye’yi sıkıştırmak için bu araçları kullanıyor” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ukrayna’ya gidişi sırasında uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, Rusya’yı, PKK ve YPG ile ilişkisi üzerinden sert bir şekilde eleştirdi. Başbakan, “Türkiye’de PKK, Suriye’de de YPG, Rusya’nın açık bir enstrümanı, aracı konumundadır ve onun yayılmacı politikalarının piyonlarıdır. Bu doğru görülmezse ileride başka sıkıntılar doğar. Rusya Türkiye’yi sıkıştırmak için bu araçları kullanıyor” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, Türkiye’nin Azez bölgesi ve çevresine yaptığı son top atışıyla ile ilgili olarak, “Gerekli gördüğümüz yerde gerekli müdahaleleri yaparız. Bu aynı zamanda Suriye’deki barış sürecine de katkıda bulunacak bir tavırdır. Çünkü alanda bir denge kurulamazsa barış masasında da denge oluşmaz” dedi.
‘Meşru temellerimiz var’
Davutoğlu, Türkiye’nin müdahalesinin 3 nedenini şu şekilde sıraladı:
“Bizim tutumumuzun son derece meşru temelleri var. Birincisi Türkiye’ye mülteci akınlarının önlenmesi.”
“İkincisi, Türkiye kendi güvenliğini korumak için her türlü tedbiri alır. Hiçbir ülke Suriye’deki gelişmelerden Türkiye kadar etkilenemez. Dolayısıyla güvenlik tedbirlerini almakta tereddüt etmeyiz.”
‘Alanda bir denge kurulmazsa, barış masasında denge oluşmaz’
“Üçüncüsü, Suriye içindeki gelişmeler bağlamında da ılımlı muhalefeti yok etme ve Halep Türkiye koridorunu Azaz üzerinden YPG ile kapatmaya, sonraki aşamada da Azaz’ın da doğusuna geçerekYPG’nin Kobani’den gelen YPG’lier ile birleşme gibi teşebbüsleri karşısında Türkiye’nin tavrı eskiden beri belli. YPG, Fırat’ın Batı’sına geçmeyecek. Afrin’in de de doğusuna geçmeyecek. Buralarda ılımlı muhalefet var. Ilımlı muhalefeti desteklemek Suriye’de siyasal sürecin başarılması için bir şart. Açıklamaları takip ediyoruz. Ama bu açıklamaları alandaki bu tabloyu görerek değerlendirmeliyiz. Ilımlı muhalefetin Rusya- İran – Suriye rejim güçlerinin yanında YPG ile yıpratılmasının önüne geçilmesi için bu yaklaşımımız sürecek. Gerekli gördüğümüz yerde gerekli müdahaleleri yaparız. Bu aynı zamanda Suriye’deki barış sürecine de katkıda bulunacak bir tavırdır. Çünkü alanda bir denge kurulamazsa barış masasında da denge oluşmaz.”
“Türkiye’de PKK, Suriye’de YPG, Rusya’nın yayılmacı politikalarının piyonudur”
“Azaz bölgesinde tek bir DEAŞ mensubu yokken Rusya havadan Azaz’a, Halep’e saldıracak, karadan İranlı Şii milisler saldıracak, YPG saldıracak. Bunun başka bir anlamı var. Türkiye’de PKK, Suriye’de de YPG, Rusya’nın açık bir enstrümanı, aracı konumundadır ve onun yayılmacı politikalarının piyonlarıdır. Bu doğru görülmezse ileride başka sıkıntılar doğar. Rusya Türkiye’yi sıkıştırmak için bu araçları kullanıyor.”
“Rusya ve rejimin en önemli enstrümanı PYD’dir”
Davutoğlu’nun, Türkiye’nin PYD’ye yönelik bombardımanı durdurması yönünde Batı’dan gelen çağrılar konusunda yorumu şöyle oldu:
“YPG’ye dönük çağrıların bir anlamı var çünkü YPG şu anda Rusya’nın Suriye’deki enstrümanıdır. Bunu hem iç kamuoyumuzun hem dış kamuoyunun doğru okuması lazım. Eğer ‘Rusya’nın, Suriye rejimini destekleme konusunda en güçlü enstrümanı nedir?’ diye sorarsanız; bu YPG’dir. Suriye krizinin başından itibaren Suriye rejiminin en önemli enstrümanlarından biri yine YPG’dir. Dolayısıyla YPG’yi Suriyeli bir aktör olarak görmek mümkün değil. YPG bir taraftan Suriye rejiminin aracıdır, öte yandan da Rusya’nın bir piyonu vazifesi görmektedir. Şimdi bu piyon kendisini DEAŞ’a karşı mücadele ediyorum diyerek meşrulaştırmaya çalışıyor. Peki Azaz ve civarında DEAŞ var mı? Yok. Peki Halep’in kuzeyinde DEAŞ var mı? Yok. Orada ne arıyorlar?”
“‘Dünya savaşı çıkabilir’ algısı yaratılmak isteniyor”
Davutoğlu, “Kara operasyonu iddiaları gündemde, böyle bir şey söz konusu mu?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Şöyle bir algı yansıtılıyor biraz da, Rusya tarafından bilinçli olarak yapılıyor bu algı operasyonu: “Dünya savaşı çıkabilir.” Rusya bunu gündemde tutarak dünyayı tedirgin etmeye ve kendi politikalarını dikte etmeye çalışıyor. Bizim böyle bir algı operasyonuna gelmememiz lazım. Önemli olan Suriye’deki krizin belli alanlarla sınırlanabilmesi. 5 yıldır çevremizde, Suriye ve Irak’ta, Libya ‘da ve Yemen de, Lübnan’da Ukrayna’da savaş var. Türkiye’yi biz bu savaşların dışında tuttuk. Gerekli olmadıkça herhangi risk oluşturacak bir adım atmadık. Gerekli olduğunda da adım atmaktan kaçınmadık. Dolayısıyla kimsenin böyle bir savaş çığlığı lobisi oluşturması doğru değil. Dolayısıyla ‘Savaşa girdik, giriyoruz’ gibi gazete manşetlerine de yansıyan spekülasyonları kesinlikle gündemde tutmamak lazım.”
5 senenin sonunda artık bir kara harekatı zorunlu mu?
Başbakan, ‘Kara harekatı zorunlu mu?’ sorusu üzerine şunları söyledi:
“Biz en başında Suriye’de kriz birinci yılını doldurmadan güvenli bölge ihdasını söylemiştik. Eğer o zaman ihdası olsaydı ve hava operasyonları olmamış olsaydı bugün çok farklı bir tablo olurdu. Suriye’deki temel problem başından itibaren Suriye rejiminin ve şimdi de Rusya’nın havadan yaptığı saldırılar. Karada vatanını savunan Suriyeli kardeşlerimize bir üstünlük kurulamayacağı görülünce, hava gücü ile Suriyeli kardeşlerimizin, sivillerin üzerine bombalar yağdırılıyor. Problem hava saldırılarını durmasıydı. Maalesef bu sağlanamadı.”
Davutoğlu, “Cenevre görüşmelerinden sonuç çıkmasını bekliyor musunuz?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Çok zor bir süreç olduğunu kabul etmememiz lazım. Çok erken aşamalarda rahatlıkla çözülebilecek bir sorun olan Suriye sorunu bugün özellikle dış aktörlerin aldığı sorumsuz tutumlar ve BMGK’nın tutum alamadı sebebiyle çok karmaşık bir sorun yumağına dönüştü. Ama diplomaside nihayet tek yol müzakeredir. Bu krizin aşılmasında da diplomasi en önemli araçlardan biridir. Önemli olan diplomasiyi birilerinin geçici konjonktürel bir araç olarak görmemesidir.”
YPG’yi masaya çekme çabası
“Bir ay önceki toplantı dağıldı. Rusya Halep-Türkiye koridorunu kapattı. Bilinçli olarak kapattı Rusya. Halep-Türkiye koridorunu kapatarak alanda avantajlı bir şekilde Cenevre’ye gitmek istedi. YPG niye saldırıyor şimdi? YPG saldırılarının sebeplerinden biri “ben buradayım dolayısıyla masaya benimde oturmam lazım” diye göstermeye çalışıyor. Rusya YPG’yi kullanarak demeye çalışıyor ki ‘Cenevre masasında YPG de olsun.” Bizim ısrarımızla engellenmişti. Türkiye’ye karşı YPG’yi bir koçbaşı olarak kullanıp hem Türkiye’ye bir baskı oluşturmak hem de YPG’yi masaya çekme çabası var.”
“Biz de diyoruz ki YPG masaya gelebilir. Nasıl gelebilir? Rejim safında. Muhalefet safında YPG’nın oturmasına izin vermedik, vermeyiz. Zaten muhalefet de ilkeli bir tutum ile YPG’nin kendi safında masaya oturamayacağını söyledi.”
“Çekilmezlerse o havaalanı kullanılamaz hale gelecek”
“Salih Müslim’den gelen ‘geri adım atmayacağız’ mesajını nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna da Davutoğlu’nun yanıtı şöyle oldu:
“‘Geri adım atmayacağız’ demesinin bir anlamı yok. Geri adım attılar. Şu anda Azaz civarında YPG unsurları uzaklaştırıldı. Azaz’a yaklaşırlarsa en şiddetli tepkiyi görürler. Azaz’ın düşmesine izin vermeyeceğiz.”
“Bu havaalanının Türkiye’ye ya da ılımlı muhalefete karşı kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Çekilmezlerse o havaalanı kullanılmaz hale gelecek. Bunu Biden’e da söyledim.”
“Eğer Türkiye’nin müdahalesi olmamış ve bizim uyarılarımız olmamış olsaydı şu anda Tel Rifat ile Azaz’ı ele geçirmiş olacaklardı. Azaz’a 1,5 km yaklaştıkları için uyardık.”
“Sıkıntı şurada Türkiye’nin uyarılarını vaktinde dikkate alanlar hata yapmıyorlar. Biz Rusya’yı da kaç kez uyardık. Ve sonuçta bu uyarıları dinlemedikleri için bu gelişme oldu. Aynı şekilde YPG’yi de uyardık.”
“Dün sayın Merkel ile görüşmede de ele aldık. Tamamiyle kanaatimizi ve kaygımızı paylaşıyor. Bugün Azaz ve Halep üzerindeki baskının sebebi Türkiye’ye dönük yüzbinlerde göç akını olması ve Türkiye üzerinden Avrupa’nın da Türkiye’nin de bu göç akını üzerinden baskı altında tutulması. Bu sadece Türkiye’ye dönük bir hamle değildir. Ukrayna konusunda AB ile problem yaşayan Rusya’nın Avrupa’ya dönük hamlesidir açık ve net söylüyorum. Ve sayın Merkel ile bu konuda aynı fikire sahibiz . Yani Ukrayna üzerinden Avrupa’ya Suriye üzerinden Türkiye’ye dönük bir hamle. Onun için son dönemde AB ile Türkiye’nin kaygıları ve politikalarında ciddi bir yakınlaşma var. Çünkü biliyoruz ki biz Ukrayna’da da Suriye’yedeki hamleler de aynı anda hem Türkiye’ye hem Avrupa’ya dönük hamleler.”
“Savaş suçu işleyen rejim unsurları ve DEAŞ dışında…”
“Dolayısıyla önce şu anda da hava saldırıları durmalı. Arkasından alanda savaş suçu işleyen rejim unsurları ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin dışında kalan Suriye halkının temsilcisi olan gruplar desteklenmeli. Bir denge ile barış süreci inşa edilmeli.”
“Rusya Çeçenistan taktiği uyguluyor”
“Gelen haberlere göre, Rusya özellikle hastane, okul, fırın ve kampları vuruyor. Rusya’nın yapmak istediği şiddeti en uç noktasında uygulayarak halkı tedirgin etmek ve ‘Bundansa Esed rejimi kalsın’ diye bir psikolojiye halkı sokmak.”
“Rusya Çeçenistan’da da aynı taktiği uyguladı. Şu anda Suriye’de uyguladığı taktik, Çeçenistan’da uyguladığı taktikle aynı taktik. Ve Çeçenistan’da da Kadirov gibi bir kuklayı nasıl iş başına getirdiler ve ondan önce nasıl bir kıyım yaptılar ise şimdi aynı şeyi Suriye’de yapıyorlar. Ya Esad’ı Kadirovlaştıracaklar ve öyle zaten, ya da Esed gitse bile bir Kadirov bulup bunu Batı’ya empoze etmeye çalışacaklar. Onun içinde alanda hiçbir direnç kalmamasına çalışıyorlar.”
“Bizim bu anlamda bütün batı ülkelerine, Joe Biden’e da söylediğim husus açık ve netti: “Rusya’ya da YPG’ye de gerekli mesajı iletin. “Türkiye yanında, çevresinde böyle bir savaşın etkilerine bigâne kalamaz.”
Rusya’nın Ukrayna ve Suriye politikalarındaki ‘irtibat’
“Suriye bağlamında çevre bölgelerde yaşanan gelişmeler ile Ukrayna’da yaşanan gelişmeler arasında çok doğrusal bir ilişki var. Eğer Suriye’de Rusya’nın rejime verdiği destek konusunda ve kimyasal silahlar konusunda 2013’te doğru bir tavır alınsaydı muhtemelen Ukrayna’da Rusya bu kadar agresif bir tutum takınamazdı. Daha sonra Suriye’de, başta ABD olmak üzere batı ülkelerinin gelişmeleri sadece izleyen bir tutum sergilemesi Rusya’yı Ukrayna’da cesaretlendirdi. Bu sefer Ukrayna’da Kırım’ın ilhakı da dahil olmak üzere bir çok agresif tutum tanınmasına rağmen tam bir tepki görmemiş olması daha agresif bir tutum takınmalarına yol açtı.”
“Ukrayna ile Suriye politikaları arasında bir tür irtibat kuruldu. Rusya’nın son dönem tavrına bakıldığında Ukrayna üzerinden Avrupa Birliği’ne, Suriye üzerinden de Türkiye sınırlarına, Türkiye’ye dönük politika takip ediyorlar. Dolayısıyla Ukrayna’nın istikrara kavuşması bizim için hem Avrupa kıtasındaki barış ve istikrar, hem de Rusya’nın çevre ülkelere dönük takip ettiği yayılmacı ve agresif politikalarına dönük olarak izlenecek yöntemin koordinasyonu bağlamında önem taşıyor.”
Al Jazeera