Home / News / OKUYUCUDAN / Makale / Müslümanların en güçlü silahı; cesaret.
islam devleti default

Müslümanların en güçlü silahı; cesaret.

Müslümanların en güçlü silahı; cesaret. Hz. Ali şöyle buyuruyor: “Peygamber kadar düşmana yaklaşan bir kimse bulunamazdı. Birçok kez, savaş kızışıp, başımız dara düşünce Hz. Peygambere sığınırdık.” Bir kölenin oğlu olan Abdullah b. Mes’ud Kur’an’ı açıktan okuması üzerine kafirler tarafından dövüldü. Fakat zayıf bedenine karşılık büyük cesareti olan sahabe şöyle dedi: “Allah düşmanlarını hiç bu kadar zayıf görmemiştim, eğer isterseniz yine gidip yine okurum.”

Kızgın çolun, kavurucu güneşin altında, demirden bir gömleğin içinde işkence çekerken ve hatta anne ve babasını işkence sonucu gözleri önünde öldürülmesine rağmen Ammar b. Yasir şöyle diyordu:

أشهد أن لا إله إلا الله و أشهد أن محمد رسول الله.Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedüenneMuhammedenabdûhü ve resûlü“Şahitlik ederim ki, Allah’tan başka hiçbir İlâh yoktur, ve yine şahitlik ederim ki Muhammed, O’nun kulu ve elçisidir.”

Allah yolunda tüm servetini feda ettiği için borçlu ölen, şehit olma özlemiyle yanıp tutuşan, belki bir gün onlar şehit olur umuduyla çocuklarına şehit isimleri veren sahabe Zubbeyir b. Avvam.

Mute gazvesinde; “Ey kavmim, şüphesiz su an hoşlanmadığınız şey kendisini talep ederek cikciğimiz şeydir ki o şehadettir. İnsanlarla ne sayı ile ve ne kuvvet ile savaşıyoruz. Onlarla ancak Allah’ın bize ikram ettiği bu dinle savaşıyoruz. İşte yürüyünüz. Bu yürüyüşünüz ancak iki iyilikten birisidir. Ya galip geleceksiniz veya şehit olacaksınız.” diyerek orduya imanın cesaretini hakim kılan cesur sahabe Abdullah b. Revahe.

JhonHins ABD komutanı Afganistan’daki Müslümanlar hakkında şöyle diyor: “Bu adamlar onlardan bir günde 30’unu öldürseniz hiç fark etmiyor. Ertesi gün ya da ertesi hafta tekrar geliyorlar, daha çok kişiyle. Bu insanlar hayatımda gördüğüm en cesur kişilerden daha cesur ve adanmışlar.”

Bugün ise Suriye’de ağır yaralı olduğu halde savaşmaya devam eden kahraman. Bir bacağını çatışma sırasında kayıp ettiği halde ameliyat sırasında Allah’ın ayetlerini okuyan şanlı komutan: “İçeri girin bomba atılıyor!” denmesi üzerine: “Korkma Allah bizi korur.” diyen küçük cüsseli fakat büyük cesaretli çocuk, sam diyarından.

Peki, bu Müslümanlar geçmişte ve bugün Allaha rızası doğrultusunda yaşamada, daveti taşımada ve Allah yolunda savaşmada nasıl böyle cesaretli olabiliyorlar? Bu soruyu cevaplandırabilmek için cesaret ve onun zıt anlamı olan korkuyu, İslamin bu iki olguya bakış açışını analiz etmemiz gerekir.

Cesaret; güç ya da tehlikeli bir ise girişirken kişinin kendinde bulduğu güven, yüreklilik, yiğitlik, yürek ve göz pekliği, çekilmezlik, atılganlık anlamlarını taşımaktadır.

إِنَّمَاذَلِكُمُالشَّيْطَانُيُخَوِّفُأَوْلِيَاءهُفَلاَتَخَافُوهُمْوَخَافُونِإِنكُنتُممُّؤْمِنِينَ

“O şeytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın, eğer mü’min iseniz, benden korkun.”(Ali Imran 175)

Yukarıdaki ayette ve diğer birçok ayette Allah Teâla yalnızca kendisinden korkmamız gerektiğini buyuruyor. Bu ayetlerden haberdar olan Müslümanların cesaret kaynakları iman ve akideleridir. İman; vakıa ya uygun, delile dayalı, akla kanaat, kalbe güven veren kesin tasdiktir. Akide ise bu kesin tasdiğe dayanarak inançla ilgili konuların bütününe inanıp, ona göre yaşamaktır. Bu bir yasam tarzı, ideolojidir. Müslümanlar ideolojilerini derinlemesine kavrayınca, korkusuz, seçkin, uyanık ve cesaretli bir hal alırlar. Onlar vakıa ya uymaz vakıa ve davranışlarını ideolojilerine uyarlarlar. Böylelikle Allah’ın emir ve yasaklarına karşı çıkmazlar. Onlar bir tek Allah rızasını kazanmak için yasarlar. Onları öyle yüksek bir cennet beklemektedir ki, onlar günümüzdeki çoğu cahil Müslümanlar gibi ecel ve rızık endişesine kapılmazlar. Bu cesaretli Müslümanlar ecel ve rızık meselesini çok iyi idrak ettikleri için bu iki can alıcı husustan korkmazlar. Çünkü onlar bilir ki rızkın miktarını belirleyen Allah’tır ve yine olumu belirleyen Allah Teâlâ’dır.

Korkaklık/korku: tehlikeli bir hal, sıkıntı veya bunlarla ilgili düşüncelerin doğurduğu heyecanla yüklü his, kaygı, endişe, ürkme, dehşet anlamına gelir.

Korkak olan insanlar dünyaya öylesine bağlıdırlar ki onlar sürekli bir endişe içindedir. Mal, mülk, rızık endişesi onları öylesine meşgul eder ki onlar yaratıcılarını sadece ona ihtiyaç duyduğu anda hatırlarlar.

 

 

وَلَاتَكُونُواكَالَّذِينَنَسُوااللَّهَفَأَنسَاهُمْأَنفُسَهُمْأُوْلَئِكَهُمُالْفَاسِقُونَ

“Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fasık kimselerin ta kendileridir.”(Haşr 19)

Bir insanda cesaret yok ise, iste o zaman o şahısta ecel ve rızık problemlerinin var olduğunu söyleyebiliriz. İnsanın fıtri olarak korktuğu husus bu iki husustur.

Korkaklık insana çok şey kayıp ettirir. Korkaklıkla biz çok şey kayıp ettik ve ediyoruz. Kâfirlerin yüzünden başımızda bir koruyucu yani halife bulunmadığı için neler kayıp ettiğimizi son 100 yıla bakarak rahatlıkla görebiliriz. Ruslar Afganistan’a girip milyonlarca Müslümanı katlediyor, ABD Irak’a girip milyonlarca Müslüman olduruyor, ABD ve AB ülkeleri haçlı seferleri yapıyor, Müslüman olarak bildiğimiz kâfir kuklası Iran ve Lübnan Müslümanları hunharca katletmek için Suriye ye giriyor, kâfirler hiç çekinmeden Müslümanların kendi ülkelerindeki yer altı ve yer ustu zenginliklerini sömürüyor…

Müslümanlar… Evet, Müslümanlardan bir kesim onlar izliyor, sadece izliyor! Korkaklık olgusu tüm bedenlerini öylesine salmış ki onlar dünya islerinden başlarını kaldıramıyor. Ama eğer cesaret olgusu biz Müslümanlarda var olsaydı, Türkiye İncirlik üssünden ABD uçaklarına müsaade ederek milyonlarca Müslümanın ölmesine vesile olmazdı, Müslüman olarak bildiklerimiz kâfirlerle masaya oturmaz, onların kadim dostu olmazlardı. Cesaretli olsalardı eğer uydu ülkesi konumundan çekip, Allah’ın şeriatına uygun olarak yönetirlerdi ülkelerini. Demokrasi gibi içi boş kavramlarla halkı kandırmazdı cesaretli olan. Kâfirlere boyun eğmez onlarla aynı safta yer almaz, onlarla el bile sıkışmazdı cesaretli olan. Korkak olmasaydı eğer Müslümanlar din kardeşlerinin acı çekmelerine göz yummaz, onların yanında yer alırlardı. Cesaretli olan bir eline ayı bir eline güneşi de verseler davasından vaz geçmezdi. O yanında 10 korumayla gezmez, Hz. Ömer gibi gece tek başına çekip halkının bir eksiği olup olmadığına bakardı. Cesaret olgusu onlarda mevcut olsaydı onlar zinayı suç olmaktan çıkarmazdı. Aksine Allah’ın hükmüne göre bu haramı işleyeni cezalandırırdı. Müslümanlarda ecel ve rızık korkusu ağır basmasaydı kapitalizmin demokrasi kılıcına sarılmazlardı. O öyle kılıç ki tek taraflı keser: Müslümanları. Cesaretli olsaydı eğer günümüzdeki liderler medyayı değiştirerek Müslümanların din kardeşlerinin çektiği işkenceleri unutturmazdı.Uyanık olsaydı Müslümanlar oyuna gelmez, oynanan oyunlara inanmazdı, Uzerlerine ölü toprağı atılmazdı. Cesaretli olan “bana dokunmayan yılan bin yıl yasasın.” şeklinde konuşmazdı tam tersine Müslümanları bir vücut gibi görürdü. Cesaretli olsaydı eğer Müslüman İslam’ın tedricilikle hâkim olacağına inanmazdı bu fikri savunmazdı. Onlar cesaretli olsalardı tüm zorluklara rağmen hak yolunda sebat eder Hz. Hamza, Hz Ömer gibi olurlardı. Benim kalbim temiz diyen korkak, pısırık, kendini bilmez Müslümanlardan olmazdı…

Allah Müslümanları ıslah etsin, en kısa zamanda kurtuluş reçetesi olan Hilafetin gelmesi için gerekli olan çalışmayı yapan ümmet konumuna dönüştürsün. Allah (cc) ümmeti Muhammedin en kısa zamanda cesaret dolu ve Allah’tan gayri hiç kimseden korkmayarak, nübüvvet metodu üzerine İslam Devleti olan Raşidi Hilafeti biz Müslümanlara nasip etsin. Âmin.

لَّذِينَيُبَلِّغُونَرِسَالَاتِاللَّهِوَيَخْشَوْنَهُوَلَايَخْشَوْنَأَحَدًاإِلَّااللَّهَوَكَفَىبِاللَّهِحَسِيبًا

“Onlar, Allah’ın risaletini tebliğ ederler ve O’na huşû duyarlar ve Allah’tan başka hiç kimseden korkmazlar. Ve Allah, hesap görücü olarak kâfidir.” (Ahzab 39)

Zehra Garipel

Ayrıca...

bu-ramazan-ayi-hilafetsiz-gecen-son-ramazan-olsun

Bu ramazan ayı hilafetsiz, buruk geçen son ramazan olsun

İslam, hayat dolu bir nizamdır. Onda durgunluk, diğer dinlerdeki gibi kapalılık söz konusu değildir. Hayatın …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir