İslamdevleti.net "…Sonra da Nübüvvet Metodu üzere (Raşidi) Hilâfet olacaktır." [Ahmed b. Hanbel] – Hizb-ut Tahrir HizbutTahrir
İLGİLİ HABERLER
Ne Aşırılık Ne de İdealisttik, Yaratılışa Uygunluk İslam insanın ruhi ve bedeni gereksinimlerini kabul eder. Tüm eğilimlerini göz önünde bulundurup bunlar arasında ahenk ve uyumluluğu sağlayarak onu insani bir değerlendirmeye tabi tutar. İslam insana komünizm ve diğer materyalist düşünce akımlarında olduğu gibi maddi yapısından, bedeni arzularından öteye geçmeyen ‘’sırf maddeci’’ bir gözle bakmaz. Aynı zamanda onu bedeni haklarından ve insani gereksinimlerinden mahrum etmez.
İslam içgüdüsel davranışları ve arzuları düzensiz ve kuralsız bir şekilde salıveren epikürcü bir yapı değildir. Hayali idealizmi yerleştirmeyi ve insandaki tabii arzuları yok etmeyi öngören Stoacı bir sistem de değildir.
‘’Allah herkesi ancak gücü yettiği kadarıyla mükellef kılar. Herkesin kazandığı lehine ve işlediği suç da kendi aleyhinedir.’’ (Bakara,286)
Şehit SeyyidKutub bu ayetin tefsirinde şöyle diyor: ‘’Bu, insanı hayvan veya melek yahut şeytan olarak değil insan kabul eden bir inançtır. Onu sahip olduğu bütün güç ve zaaflarla, olduğu gibi kabul eden bir inanç. Onu tabii meyilleri olan biri beden, düşünen bir akıl, arzuları olan bir ruhtan oluşan bir ünite olarak ele alan, gücü yettiği kadar sorumluluk yükleyen; sorumlulukla güç arasında meşakkatsiz ve eziyetsiz bir ahenk gözeten bir inançtır.’’(Fizilalil Kur’an) …
İşte insan varoluş paniği değil de inanç huzuru ekseninde yaşamayı bilmelidir. Neden yaratıldığını, yaratılış gayesini sürekli sorgulamalıdır ki İslam’ın yaşayış biçimine ulaşsın. Eğer bunları yapmazsa kafasındaki büyük düğümleri çözmeye çalışmazsa insanın yaşayış biçiminde sürekli sorunlar ortaya çıkar. Bu sorunları da sahih bir İslam akidesiyle çözmemiz lazım çünkü kafamızda ki büyük düğümleri ancak İslami bir düşünceyle giderebiliriz diğer ideolojiler materyalist(maddeci) olduğu için sahih ve insanın fıtratına uygun değildir.
‘’Ey inananlar! Sizi kendinize hayat verecek şeylere çağırdığında Allah ve Resulüne koşun.’’ (Enfal,24) .
Mehmet Esen
