Özbekistan Zalimi Kerimov Hapishanelerinden Şehitler Kervanı Devam Ediyor

وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ

“Sabredenleri müjdele. Onlar ki, kendilerine bir musibet isabet ettiği zaman “Biz muhakkak ki Allah aitiz ve muhakkak O’na döneceğiz” derler.” ^{[Bakara 155-156]}

Özbekistan yöneticisi Yahudi despot Kerimov eliyle Hizb-ut Tahrir gençlerinden yeni bir şehit daha şehitler kervanına katıldı. 02.09.2013 tarihinde kardeşimiz Nimanov Kerim John Rustamovitch refiki alaya şehit olarak irtihal etti. İnşaAllah şehittir, şehit olmasını umuyoruz. Kardeşimiz Taşkent şehrinde 1975 yılında doğdu, 38 yaşında da hayata veda etti.

Kardeşimiz Nimanov, Hizb-ut Tahrir‘e katılmadan önce Özbek polis teşkilatında çalışıyordu. Daha ne Hizb-ut Tahrir gençleriyle tanışmış ne Hizbin İslami hayatı başlatmaya yönelik davetini biliyor ne de Hizbin Özbekistan’daki despot rejim ile çatışmasını işitmişti ki polis teşkilatından ayrılıp Hizb-ut Tahrir saflarına katılmaya karar verdi. Böylece despot Kerimov ve zalimler avânesinden olmadı, Allah’ın rızasına nail olmak için çalıştı. Böylelikle Nimanov, Nübüvvet metodu üzere ikinci Râşidi Hilafet Devleti’ni ikame ederek İslami hayatı başlatmak için Hizb-ut Tahrir ile çalışmaya başlamış oldu.

Nimanov -Allah merhamet etsin ve şehitler zümresinden eylesin- ilk kez 1999 yılında tutuklandı ve hapis cezasına çarptırıldı. Aynı yıl serbest bırakıldı. Sonra aradan fazla zaman geçmeden 2000 yılında ikinci kez tutuklandı. Bu sefer 10 yıl hapse mahkûm edildi. Cezası bitmeden önce tam olarak 2010 yılında hapisteyken yeniden yargılandı ve 5 yıl cezaya çarptırıldı. Kerimov’un hapisteki adamları tarafından karşılaştığı aşağılanma girişimlerine ve tehdit aşamalarına rağmen şehit kardeşimiz Nimanov’un direnci kırılmadı, azmi zayıflamadı. Zalimler, kardeşimizin imanını yok edemeyeceklerini anlayınca, Hizb-ut Tahrir‘den ayrıldığına dair bir kâğıda imza atar ve zalim Kerimov’un avânelerinden merhamet dilerse salıvereceklerini söylediler. Ama heyhat! Heyhat! Asla bu olabilir mi? Hiç kendisini Allah Subhanehu ve Teâlâ’ya satmış bir kimsenin iradesini kırabilirler mi?

Ardından zalimler, 64/36 rakamla ün salmış koğuşta korkunç suçlarını işleyerek kardeşimize Tüberküloz virüsü enjekte ettiler. Hastalandıktan sonra da tedavisine izin vermediler. Hastalığı gün geçtikçe iyice şiddetlendi, kan kusmaya başladı.

Kardeşimiz şehit olduktan birkaç gün sonra tertemiz bedenini İngord 18 adlı cezaevinden eve getirdiler. Kamuoyu duymasın diye iğrenç suçlarını gizlemeye çalıştılar. Bir grup istihbarat görevlileri, sözde yerel meclis üyeleriyle danışıklı olarak şehit Nimanov’un ailesini naaşını defnetmeye zorladılar. Müslümanların cenaze namazı kılmalarına izin vermediler. Bununla korkaklar, davet taşıyıcının ölüsünden dahi korktuklarını kanıtladılar. Zaten korkaklar, davet taşıyıcılarını canlıyken gördüklerinde tir tir titriyorlardı.

Kardeşimiz arkasında iki erkek ve bir kız çocuğu bıraktı. Böylelikle daha önce babaları zalim Kerimov -Allah lanet etsin- rejimi tarafından katledilen yetim kardeşleri arasına katılmış oldular.

وَلاَ تَقُولُواْ لِمَنْ يُقْتَلُ فِي سَبيلِ اللّهِ أَمْوَاتٌ بَلْ أَحْيَاء وَلَكِن لاَّ تَشْعُرُونَ “Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz, hissedemezsiniz.” ^{[Bakara 154]}