بِسْـــمِ اللهِ الرَّحْمٰـــنِ الرَّحِيـــم
Suriyeli Müslümanların Kurtuluşu İçin Asrın Katilinden Medet Ummak
Acizlik ve Basiretsizliktir
21 Ağustos 2013 Çarşamba günü vahşi Baas rejimi kimyasal silah kullanarak Biladü’ş Şam’da binlerce Müslüman’ı katletti. Bunun üzerine daha önce Suriye’de kimyasal silah kullanılmasını kırmızıçizgisi olarak ilan eden Amerika, hem Avrupa’nın kendisini sıkıştırması hem de devletlerarası konumunu koruyabilmek adına askeri bir müdahale yapabileceğinin sinyalini verdi. Lakin müdahalenin ne zaman, nasıl ve ne ölçüde yapılacağı bir tarafa, esasen yapılıp yapılmayacağı bile tam bir muammadır. Zira Başkan Obama’nın müdahale kararını kongre üyelerine havale etmesi, Amerika’nın bu müdahalede hiç de istekli olmadığını göstermektedir.
Zalim Esed rejimine katliamları için türlü vesilelerle zaman kazandıran Amerika ve Batılı ülkeler, Suriye’de bugüne kadar yüz binlerce Müslüman’ın katledilmesine kasıtlı olarak seyirci kalmışlardır. Küffarın bu vahşi katliamları durdurmak adına hiçbir şey yapmaması elbette anlaşılabilir. Ancak kardeşlerine karşı işlenen bu zulme seyirci kalan halkı Müslüman olan ülkelerin başındaki aciz yöneticilerin, hiçbir işe yaramayan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın ve formaliteden ibaret olan Arap Ligi’nin bu vurdumduymaz, korkak ve kâfirlerden medet uman hali asla anlaşılamaz! Bugün halkı Müslüman olan ülkelerin yöneticileri, ordularını harekete geçirerek Müslümanları Esed zaliminden kurtaracak müdahaleyi yapmak yerine, sadece zulümden kaçan Müslümanlara barınma imkânı sağlamışlar ve mültecilerin karınlarını doyurmakla yetinmişlerdir.
أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللّهِ لاَ يَسْتَوُونَ عِندَ اللّهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ“Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Hâlbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. [Tevbe 19]
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye yöneticileri de Amerika’nın atacağı adımı beklerken, Başbakan Erdoğan konu ile alakalı olarak şunları söylemiştir: “Sınırlı operasyon bizi tatmin etmez. Müdahale 1-2 günlük vur-çık değil, rejimi bırakma noktasına getirmek olmalı…” YineCumhurbaşkanı Gül’de aynı konu hakkında: “Siyasi bir strateji ortaya koymadan herhangi bir askeri müdahalenin netice alacağına inanmam.” demiştir.
Bizler ise Hizb-ut Tahrir/Türkiye Vilayeti olarak işin muhataplarına sıcak bir çağrıda bulunarak şöyle sesleniyoruz:
Ey Cumhurbaşkanı Gül! Müslüman Suriye halkını bu vahşetten kurtaracak olan stratejiyi kim belirlemelidir? İslam’a ve Müslümanlara düşman olan Amerika mı? Yoksa Müslüman Suriye halkını kardeşleriniz olarak gördüğünüzü beyan eden sizler mi? O halde Başkomutan sıfatınızla emriniz altındaki orduları harekete geçirerek Allah’ın ve Müslümanların razı olacağı doğru adımı atmanıza mani olan nedir?
Ey Başbakan Erdoğan! Müslüman Suriye halkının geleceğini asrın mücrimi katil Amerika’nın merhametine ve müdahalesine bırakarak kuzuyu kurda teslim etmiş olmuyor musunuz? Yoksa o katil Amerika’nın, daha önce halkı Müslüman olan ülkelerde gerçekleştirdiği askeri müdahalelerin akabinde neler yaptığını unutunuz mu? Bizler, Irak’ta bir milyon Müslüman’ın katledilmesine, on binlerce bebeğin yetim ve öksüz bırakılmasına, binlerce Müslüman kadının vahşi Amerikalılar karşısında çaresiz kalışına şahit olduk. Afganistan’da masum sivillerin NATO kuvvetleri tarafından katledilmesine ve kutsal kitabımıza hakaret edilmesine de şahit olduk. Bosna’da BM kuvvetlerinin Müslümanları Sırp kasaplarına soykırım yapmaları için teslim ettiğine de şahit olduk. Bütün bu yaşananlara ve zillete bizimle birlikte sizde şahit olmadınız mı?
Ayrıca Amerika’nın gerçekleştireceği müdahalenin hedefinin ihlâsla cihat eden mücahitler değil de zalim Esed rejimi olacağını nasıl garanti edebilirsiniz? Kuşkusuz ki bu müdahalenin asıl amacı, Suriye’de Baas rejiminden sonra ABD ve Batı’nın istediği demokrasi projesine boyun eğmeyen direniş gruplarıyla İslami Hilafet Devleti’ni ikame etmek için çalışan Müslümanları cezalandırmaktır.
Ey Başbakan Erdoğan! Yaşadığımız tüm bu aşağılanma ve zillet hali Müslümanları kahrediyor. Müslümanlar kendilerine yardım elini uzatacak bir yöneticiye ne kadar muhtaç ve ne kadar da hasret! İki yıl önce Suriyeli bir kız çocuğu “Vâ Mutasımâh”, “Vâ Erdoganâh” diye haykırarak cesur bir Mutasım bekledi. Tıpkı Banyas halkının size yazdığı mektupta sığınmak için bir Mutasım beklemesi gibi… Şimdi ise Şam’da kimyasal silahlar ile ciğerleri dağlanan bebekler bir Mutasım bekliyor. Allah aşkına siz hala duymuyor musunuz?
ِ وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ إِلاَّ عَلَى قَوْمٍ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَاقٌ وَاللّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ“Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavim aleyhine olmaksızın (o Müslümanlara) yardım etmek üzerinize borçtur. Allah yapacaklarınızı hakkıyla görmektedir.” [Enfal 72]
Şunu bilmelisiniz ki Suriye halkı sizin istediğiniz gibi ABD’nin ve Batılı devletlerin yardımını istemiyor. Suriye halkı, eskiden olduğu gibi şimdi de yardım çağrılarına icabet edecek olan kuvvetli ve şanlı İslam ordularını bekliyor. Suriye halkı, yardımın yalnız Allah Subhanehu ve Teâlâ‘dan geleceğine inanıyor ve kâfir devletlerin müdahalesine sınırlı veya kapsamlı olsun hayır diyor. Suriye halkı, diğer bütün mazlum Müslüman halklar gibi kendilerini, ailelerini, namuslarını, beldelerini ve dinlerini koruyacak bir Halife naspetmek istiyor. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem‘in şu hadisinde buyurduğu gibi korunmak istiyor.
إِنَّمَا الإمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam (Halife) bir kalkandır. Onun ardında savaşılır ve onunla korunulur.”[Buhari]
Ey Müslümanlar! Yardımın yalnız Allah Subhanehu ve Teâlâ‘dan geleceğine hep birlikte inanarak, ABD ve Batı’nın BM üzerinden yürüttüğü sinsi politikaların ne Suriye halkına ne de başka bir mazlum ülkeye çare olmayacağını artık görün! Müslümanlar için yegâne kurtuluş, yeryüzünde yeniden Allah’ın indirdikleri ile hükmedecek olan Raşidi Hilafet Devleti‘nin ikame edilmesidir. Ya bunun için çalışın yâda bunun için çalışanlara destek verin. Allah’a günevip ona dayanın, şüphesiz ki zafer yalnız onun yanındadır.
وَمَا النَّصْرُ إِلاَّ مِنْ عِندِ اللّهِ إِنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ“Allah katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur. Hiç şüphesiz Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.” [Enfal 10]
حزب التحرير |
H. 28 Şevvâl 1434 M. 04 Eylül 2013 |
www.hizb-ut-tahrir.org| www.hizb-ut-tahrir.info| www.turkiyevilayeti.com