-Basın Açıklaması-
Demokratikleşme Paketi Müslümanları Aldatma Ve Oyalama Projesidir
30 Eylül Pazartesi günü Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan, aylardır Türkiye kamuoyunun gündeminde olan ve halk açısından büyük bir beklenti haline getirilen “demokratikleşme paketini” açıkladı. Açıklanan paketin içeriğinde; “seçim sisteminde değişiklik, roman dil ve kültür enstitüsü kurulması, yaşam tarzına saygının güvence altına alınması, gösteri yürüyüşleri kanununda değişiklik, mor gabriel manastırı arazisinin iade edilmesi, ilköğretim okullarında okutulan and’ın kaldırılması, farklı dil ve lehçelerde seçimlerde siyasi propaganda yasağının kaldırılması, köy isimlerinin iade edilmesi, kamu hizmeti alanında (yargı, asker ve emniyet hariç) başörtüsü yasağının kalkması, özel okullarda yerel dil ve lehçelerde eğitimin önünün açılması” gibi eften püften maddeler yer aldı. Demokratikleşme adı altında açıklanan bu son paket bir kez daha şunu gözler önüne sermiştir ki, o da şudur: Demokratikleşme paketleri Müslümanları aldatma ve oyalama projeleridir.
Demokratikleşme Paketi hakkında; “11 yıllık çalışmasının ürünü olduğu, toplumun sıkıntılarını giderecek devrim niteliğinde reformlar içerdiği, Türk demokrasi tarihi açısından dönüm noktası olduğu” iddiaları yapılmıştı. Toplumun tüm kesimlerinin paket ile ilgili büyük bir beklenti içerisine sokulması, tüm halkın sıkıntı içerisinde olduğunu göstermektedir. 90 yıldır baskı ile uygulanan “katı laik Kemalist” sistem toplumun problemlerini çözemedi. Şimdi “liberal demokratik” sistem ile mi bu problemlere çözüm bulunacak?
Demokrasi vakıaya dayalıdır. Vakıa değiştikçe maslahatlar ve kanunlarda değişmektedir. Onun için bugün “kırmızıçizgi” olan bir mesele, bir süre sonra pembeleşmekte, çıkartılan bir kanun bir süre sonra değiştirilmektedir. Adeta delik deşik yamalı bohçaya dönen demokrasi nasıl olacakta Müslüman halkın maslahatı için istikrar ve adalet getirecek? Kaldı ki hükümet tarafından açıklanan bu paket Müslümanların maslahatı için değil, Ak Parti’nin seçim maslahatı için yapılmıştır. Demokrasinin istikrar, düzen ve mutluluk sağladığı, kalkınmaya ve ilerlemeye katkıda bulunduğu iddiası esastan safsatadır. Bilakis bu sistem, varlığı itibariyle istikrarsızlık ve kriz üretmektedir. Bunun içindir ki demokrasi Müslümanlara yönelik zulüm ve şantaj sistemidir.
Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti Medya Bürosu olarak Başbakan Erdoğan özelinde Ak Parti yöneticilerine konu hakkında şunu nasihat ederiz: Ey Erdoğan, “korkanlar, zafer anıtı dikemezler” diyerek “demokratikleşme paketini” basına duyurdunuz ve bolca demokrasi vurgusu yaptınız. Peki, kendisi Müslüman olan bir yönetici olarak kimden korkmalı ve kime dayanarak yasal düzenlemeler yapmalısınız? İslam’ın kesin emri olan Müslüman kadınların başörtüsünü sadece Allah Subhanehu Ve Teâlâ’yı razı etmek için korumalı değil misiniz? Dini hayattan ayıran demokrasiye övgüler dizip, İslam’ı kâmilen tatbik edecek Raşid-i Hilafete sırtınızı döndüğünüzde kimden cesaret alıyorsunuz. Beşeri güçlerden değil, yerleri ve gökleri yaratan, kendisine döndürüleceğimiz Allah Subhanehu Ve Teâlâ’dan korkmanız gerekmez mi?
حزب التحرير |
H. 24 Zilka’de 1434 M. 30 Eylül 2013 |
www.hizb-ut-tahrir.org| www.hizb-ut-tahrir.info| www.turkiyevilayeti.com