Hükümet, Onlarca Hizb-ut Tahrir Üyelesini Tutukladı!

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti H. 25 Zilka’de 1434 M. 01 Ekim 2013 Salı günü hükümetin Hizbin bazı gençlerini tutuklamasını protesto etmek için iki gösteri düzenledi. Tutuklamalar, hizbin “Yakıt fiyatlarına Zam Yapmak, Sıradan İnsanlar Ezmenin ve Daha yoksul Sanayi Oluşturmanın Başka Bir Adımıdır.” başlığıyla yayınladığı bildirinin dağıtılmasından sonra geldi.

İlk gösteri milli istihbarat ve güvenlik teşkilatı binası önünde yapıldı. İkinci gösteri ise Kalakla polis karakolu önünde yapıldı. Güvenlik güçleri, maddi eyleme başvurmamak konusunda şeri hükme bağlı olan gençlerin ellerinden pankartları zorla ajite edici bir şekilde aldı. Sonra güvenlik güçleri Hizb-ut Tahrir liderlerinden bazı kardeşleri sürüklediler. Bu kardeşlerimiz: İbrahim Osman Ebu Halil, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsü, AbdurRahman Sa’d Medya Büro üyesi, İsam Eytem Merkezi Temas Lecnesi Koordinatörü. Bu kardeşler hala tutukludur. Kalakla polis karakolu önündeki ikinci gösteriye gelince; başladığı gibi olaysız bir şekilde bitti. Bittikten sonra yolda çevik kuvvet otobüse saldırdı ve onlarca Hizb-ut Tahrir üyelerini gözaltına aldı. Kardeşlerin tutuklulukları hala devam ediyor.

Biz Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak şunları vurgularız:

Şüphesiz Hizb-ut Tahrir Nübüvvet metodu üzere Râşidi Hilafeti ikame etmek ve sistemi değiştirmek için çalışmasına devam edecektir. Hilafet, Allah rızasını arayarak İslam nizamı ve hükümlerini uygulamanın garantisidir. Hilafet, içerisinde yaşadığımız sefaleti ve dalaleti yok etmenin sebebidir. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَى “Kim benim hidayetime uyarsa artık o, ne sapar ne de sıkıntı çeker.” ^{[Taha 123]}

• Kuşkusuz Hizb-ut Tahrir‘in çalışması, fikri ve siyasi çalışmadır. Bu konuda Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i örnek edinmektedir. Maddi eylemler, Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in değişim metodundan değildir.
• Ümmetimize İslami hükümleri uygulamanın ve rejimi barışçıl yolla değiştirmenin gerekliliğine dair şeri vacibi vurgularız.
• Hükümet, yaptıklarından korkmalıdır ve geçmiş kavimlerden ibret almalıdır. Geçmiş kavimler güçlü, acımasız ve baskıcıydılar. Ama helak edilerek melun bir şekilde olarak yok olup gittiler.
• Hükümet, şeriatın hükmüne dönmüyor, hatta kendi beşeri anayasasına “Ülkeyi bölen anayasaya” bile başvurmuyor. Oysaki anayasaları bireylere barışçıl yolla fikirlerini ifade etme hakkından bahsediyor.

لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ كَبُرَ مَقْتًا عِندَ اللَّهِ أَن تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ “Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.” ^{[Saff 2-3]}

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti marufu emretmeyi, münkerden nehyetmeyi, Nübüvvet metodu üzere Râşidi Hilafeti kurmak için değişim çalışmasını, isteseler de istemeseler de kâfir ve ajanlarını rahatsız etmeyi sürdürecektir. وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ “Zulmedenler nasıl bir inkılap ile döndürüleceklerini göreceklerdir.” ^{[Şuara 227]}