-Basın Açıklaması-
Müslümanların Boş Paketlere Değil, Adaleti Ve Güvenliği Tesis Edecek Raşid-i Hilafet’e İhtiyacı Vardır
H. 26 Zilka’de 1434
M. 02 Ekim 2013
11 Nisan 2013 tarihinde başka hiçbir somut suç ve gerekçe gösterilmeden, sadece Müslüman olmalarının gereği Allah’ın hükümlerini yeryüzünde tatbik edecek Raşid-i Hilafet’in kurulmasına yönelik çalıştıkları için Erzurum’da Hizb-ut Tahrir’in gençlerine yönelik tutuklamalar yapılmıştı. Yürütülen hukuk dışı yargılamanın ardından Murat Genç, Mehmet Hanifi Ergin, Ferhat İncekan, Cengiz Karakuş ve Rıfat Esen tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Üç ay sonra mahkeme tarafından tahliye edilen bu muhlis kardeşlerimiz için aynı mahkeme altı ay gibi kısa bir sürede adeta jet hızı ile ceza kararı verdi.
Mahkeme, 02.10.2013 tarihinde Murat Genç, Mehmet Hanifi Ergin, Ferhat İncekan, Cengiz Karakuş, Rıfat Esen, Hacı Kaya, İsmail Kaya ve Yunus Sezer’e toplamda 50 yıl ceza verdi.
Somut bir gerekçe olmaksızın Hilafet için çalışan muhlis Müslümanlara böylesine ağır cezaların verilmesi, Müslümanların terör yaftasıyla zindanlara gönderilmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin İslam’a olan düşmanlığının apaçık göstergesidir. Bunun başka hiç bir açıklaması olamaz. Ak Parti hükümeti, yargı ve güvenlik birimleri, hiç kimsenin malına ve canına kast etmemiş Müslümanlara yönelik bu keyfi uygulamadan artık vazgeçmelidir. 28 Şubat sürecindeki hukuk dışı uygulamalar Hizb-ut Tahrir’li Müslümanlar üzerinden hala devam etmektedir. Fikri ve siyasi çalışma yapan Hizb-ut Tahrir’li Müslümanlara reva görülen böylesi bir muamelenin ne insani, ne hukuki, ne de siyasi hiçbir açıklaması olamayacağı gibi mevcut hükümetin kontrolünde 28 Şubat sürecinin devam ettiğinin de bir kanıtıdır.
Nitekim 28 Şubat sürecinde Şahmerdan Sarı Hoca ve arkadaşlarına da uzun yıllara varan ağır cezalar verilmişti. 10 yıl cezaevinde yatıp çıktıktan iki yıl sonra tekrar aynı gerekçelerle ve aynı suçlamalarla haklarında dosya açılmış ve geçtiğimiz günlerde Şahmerdan Sarı Hoca ve arkadaşlarına toplamda 100 yıl gibi çok ağır bir ceza verilmişti. Bu hukuk dışı yargılama 28 Şubat’ın devam ettiğinin başka bir göstergesidir. Dün tüm Müslümanları “İrtica” suçlamasıyla fişleyen ve ağır cezalara mahkûm eden laik Kemalist devlet el değiştirmiş, Hilafet isteyen Müslümanları ağır cezalara mahkûm eden demokrat devlet vasfına bürünmüştür.
Bu ağır cezalar muhlis kardeşlerimizin sadece sabrını ve sebatını artırmıştır. Hiç şüphesiz Türkiye’de ve dünyanın diğer beldelerinde, sadece Müslümanlara değil tüm insanlığa yönelik uygulanan bu zulümlerin sebebi, adaleti tesis edecek Raşid-i Hilafet’in yokluğudur. Zira Müslümanların sözde “reform” niteliği taşıyan boş paketlere değil, İslam’ın adalet ve güvenliğine ihtiyacı vardır.
وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ
Zulmedenler ise, nasıl bir inkılâpla devrilip gideceklerini yakında görecekler. [Şu’ara: 227]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti
Medya Bürosu
www.hizb-ut-tahrir.org| www.hizb-ut-tahrir.info| www.turkiyevilayeti.com