Bismillahirrahmanirrahim Elhamdulillah Elahmdulillah Elhamdullillahi Rabbul alemin. Vessalate vessalamu ve ala resuluna ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Hamd Alemlerin Rabbi olan Allaha, salatu ve salam Onun Resulüne, ehline, ashabına ve kıyamet gününe kadar Ona ihsanla tabi olanların üzerine olsun. Yüce Rabbimiz, arşın ve arzın sahibi, biz kullarını halketti ve bize bir takım sorumluluklar yükledi. Allah’ın bizlerden razı olabilmesi için bu sorumlulukları hakkıyla yerine getirip, salihlerin arasına girmekte gelişi güzel, oluruna bırakılarak, olursa olur olmazsa olmaz gibi bir durum değildir. Bunun için kişinin planlı olmaya, planlarını hayata geçirebilmesi için de ciddiyete ihtiyaç vardır. Ciddiyetten yoksun bir amel bugün bütün şevk ve iştiyakıyla var ise, yarın o amel yok olacaktır. Düzensiz olan planlar bugün uygulanırken iki gün sonra tatbik edilemez hale gelecektir. Müslümanın Allah’ın emirlerini hakkıyla ve harfiyen yerine getirebilmesi için de planlı, disiplinli ve düzenli olması şarttır. Bakara suresi 43. ayetinde Yüce Rabbimiz buyuruyor ki; “Namazı dosdoğru kılın…’’ Bizler 6666 ayete tabi olmakla emrolduk, “namazı dosdoğru kılın” emri 6666 ayetten sadece bir tanesi ve namaz ibadetiyle ilgili bir ayet. Namaz başlı başına, aşırı derecede disiplinli olmayı gerektiriyor, bir Müslüman ben disiplinsizim diyemez, çünkü Allah bu farzin yerine getirilmesini istiyor. Namazın batıl olmaması için 12 tane şartı var; temiz olmak, avredin örtülmesi, kıbleye dönmek, vaktinde kılmak, niyet, tekbir, ayakta durmak, Kur’an’dan mutlaka bir parça okumak, rükû, secde… İşte namaz kılmak ciddi bir disiplini ve planı gerektiriyor. Aynı şekilde oruç ibadetinin gereklerini yerine getirmek için de büyük bir ciddiyet gerektiriyor, sahur, iftar, teravih, kuran hatmi, iftar davetleri… Dava taşıyıcısı dünyasının huzurlu ve mutlu, ahiretinin de cennet bahçelerinden bir bahçe olmasını arzu ve temenni ediyorsa buna var gücüyle çalışmalı. Dünyayı ahiretin gölgesi görmeli, ama bu gölgelik dinlenmek ve eğlenmek için olmamalı, bu gölgeliğin kıymetini ve geçici olduğunu bilip, her anından faydalanmaya bakılmalı ve her saniyenin ve salisenin içinde plan olmalı. Eğer ki gündelik hayatımızın içinde her gün cereyan eden ve mütemadiyen seyreden olayları bizler hafife alır ve her bir diğer gün bu işleri gelişi güzel, baştan savma yapmaya devam edersek, ki bunlar, kitap okumak, ev temizliği, çocuklarla ilgilenmek, yemek yapmak, TV seyretmek, davayı taşımak, interneti kullanmak gibi işler olsun, işte o zaman kişi için başarı ışıklarının sönmeye başladığı, dünyasının ve ahiretinin tehlikeye girdiği andır. Disiplin, Arapça lügatte geçen manasıyla bir şeyi başarmak için kişinin kendini zorlamasıdır. Nefsiyetimizi her zaman güçlü tutmamız gerekmektedir. Bunun için nefsiyetle alakalı gerekirse her gün bir şeyler okumalıyız ki, bu bizleri motive etsin. Bütün anlaşmalarımıza sadık kalabilmemiz, evlatlarımızı İslam’a göre eğitmemiz, namazda huşuyu yakalayabilmemiz için disiplinli olmak durumundayız. Fakat bu lügatte geçtiği gibi zorla olmayacak, aksine aşkla, büyük bir zevkle olacak. Bu durumu şöyle düşünmek gerekiyor: bizler zorla değil kendi isteğimizle Müslüman olduk ve hak din İslam’ı seçtik. Bu konuda kimse bizi zorlamadı. O halde bu hak ideolojiyi yaşayabilmemiz için disiplinli olmayı gönül rahatlığıyla yerine getirmemiz gerekiyor. Aksi halde başarıyı nasıl elde edebiliriz ki? Disiplin bir mefhumdur, kişinin disiplinli olabilmesi için, onda bu fikrin mefhumlaşması gerekir, çünkü insan mefhumlarına göre hareket eder. Bunun kişide fikir olabilmesi için de hedefine sıkıca kilitlenmelidir. Dünya nimetleri elbette bizler için yaratıldı, insanoğlu yemeyi içmeyi gezmeyi sever ama Allah sadece dünyayı yaratmadı, cenneti de yarattı ve içine en güzel en leziz yiyec
Ayrıca...
Emri bil maruf nehyil anil munker
Salat ve salam efendimize onun yolunda olanlara nasihat alanlara ve hayatlarına geçirenlerin üzerine olsun. Selamun …