-Basın Açıklaması-
Ey Lübnan Yöneticileri! Gaddar ve Kan Dökücü Kimsenin Katliamından Kaçanları İnsan Sınıfından Saymıyor musunuz Onun İçin mi Onları Dondurucu ve Öldürücü Soğuk İle Baş Başa Bırakıyorsunuz?
H. 09 Safer 1435
M. 12 Aralık 2013
Ülke yoğun kar, şiddetli yağmur ve dondurucu fırtına eşliğinde soğuk hava dalgasının etkisi altına girdi. Milli Eğitim Bakanlığı, okulları tatil etti ve öğrencilerinin evlerinden dışarı çıkmamaları önerisinde bulundu. Sivil savunma, bayındırlık ve güvenlik hizmetleri, tüm güç ve olanaklarını seferber ettiler. En azından otorite yetkililerin iddia ettikleri böyledir. Bu dalga ile nasıl başa çıkılacağı hakkında insanlara uyarı ve talimatlar dağıtıldı. Don, soğuk rüzgâr ve sel riski korkusuyla insanların çoğu evlerinde hapis kaldılar. Tüm çeşitli ısıtma araçlarını tedarik ettiler. Zorunlu olmadıkça ev ve iş yerlerinden dışarı çıkmadılar. Bu görüntüler yanında aynı ülkede aynı topraklar üzerinde belki de bir kaç metre uzaklıkta tam bir zıt sahne ile insanlar karşı karşıyalar. Bu görüntüler, Allah Subhânehu ve Teâlâ takvası ve korkusu yanı sıra insanlıktan az bir nasibini almış ve doğası bozulmamış kişilerin kalplerini ürpertiyor. Şam gaddarı ve katilinden kurtulan çocuklar, kadınlar ve yaşlılar dün çamur üstünde, sonra don ve bugün de kar üstünde, şiddetli yağmur altında, dondurucu sert fırtına ortasında kendilerini korumaya ve hayatta kalmaya çalıştılar. Naylon veya kalın bez perdeler ile bu hava şartlarından kendilerini korumak için çırpınıp durdular.
Ey Lübnan yöneticileri! Hangi vicdan ve kalp buna dayanabilir? Hiç zerre kadar utanmıyor musunuz? Ar damarınız mı yırtıldı? Hiç insani duygularınız kalmadı mı? Müslüman ve mümin olduğunu söyleyen takva sahipleriniz nerede? Bir gün bile Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inşu hadisi kulaklarınızı çınlatmadı mı? الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لَا يَظْلِمُهُ وَلَا يُسْلِمُهُ “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve teslim etmez.” Sizler, bir köpek satın aldığınızda, fırtınalı dondurucu bir havada ihtiyaçlarını gidermesi için yalnız bırakır mısınız? Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ne kadar da doğru söyledi: إِنَّ مِمَّا أَدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلَامِ النُّبُوَّةِ إِذَا لَمْ تَسْتَحْيِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ “Nübüvvet sözlerine yetişen insanlar, eğer utanmazsanız dilediğinizi yapınız.” Lübnanlı yetkililer, sıkıntı içinde yerinden edilmiş insanlara Lübnan’ın tek başına barınak sağlayamayacağını iddia ediyorlar. Bu yüzden de bu yoksulların sırtından dünya devletlerinden ve kuruluşlardan mali yardım dilenmeye karar verdiler. Dilenmekten elleri boş dönünce de o yoksul insanlara sırtlarını döndüler ve onları o dondurucu ve dehşet verici soğukta kaderleri ile baş başa bıraktılar. O insanlara yardım etmeye güçleri yetmez gibi sudan ucuz bahaneler ile onları ölüme terk ettiler. Ey yöneticiler! Yalan söylüyorsunuz. Yalanınız kendi kendini yalanlıyor. Yalanlarınız tiksinti veriyor. Onlarca yıl gidiş gelişlerimizde hiçbir insan ve hayvanın yararlanmadığı çökmek ve yıkılmak üzere olan resmi kurumları görmüyor muyuz? Yarım asırdır uluslararası sergi fuarı yanından geçen Trablus sakinleri, binlerce metrekare bir alana inşa edilmiş bu fuarın sadece bir kısmının kullanıldığını görmüyor mu? Yılda sadece iki haftalık kitap fuarı için mi onca koca bina inşa edildi? Şehirlerarası ve şehir içinde seyahat ederken Lübnan halkı, yılda sadece bir elin parmak sayısını geçmeyecek şekilde kullanılan Olimpiyat tesislerini görmüyor mu? Bu binlerce metrekare alana inşa edilmiş tesisler ne işe yarıyor? Bu tesislerden sadece bir kaçı, o yerlerinden edilmiş insanlara soğuktan korunacak sıcak bir yuva ve barınak sağlamak için yeterli değil midir? Ölüm kamplarında kalacakları yerde oralarda misafir edilemezler mi? Evet, Vallahi yeter de artar bile!
Siz ey etkili, nüfuz ve güç sahibi Müslümanlar! Bu yoksul ve miskinleri kurtarmak ve hareket geçmek için daha ne bekliyorsunuz? Yardım sever ve hayır kuruluşlarının yeterli çadır ve battaniyeleri yok mudur? Bu tesisler, bizim malımız değil midir? Bizim cebimizden çıkan vergiler ile inşa edilmediler mi? Mümkün olduğunca yardım sever ve hayır kuruluşları, bu mültecileri ölüm ve sefalet tarlalarından otobüsler ile o atıl tesislere taşımalıdırlar. Bu tesisler sadece otoritenin yandaş şirket ve müteahhitlerinin cebine para indirmek ve hortumlamak amacıyla mı inşa edildiler? Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ اللهُ فِي حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرُبَاتِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ “Kim, kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim, bir Müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslümanı örterse, Allah da kıyamet günü onu örter.”
Ahmed el-Kasas
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı
www.hizb-ut-tahrir.org| www.hizb-ut-tahrir.info| www.turkiyevilayeti.com