Home / News / HABER / DAVA / İnsan Hakları Aktivistlerinden Hizb-ut Tahrir’e Destek
islam devleti default

İnsan Hakları Aktivistlerinden Hizb-ut Tahrir’e Destek

“Hizb-ut Tahrir’in Kampanyasına, İnsan Hakları Savunucuları Derneği olarak destek veriyoruz”

İnsan Hakları Savunucuları Dernegi Kocaelin’de gerçekleştirmiş oldukları haftalık eylemlerini Hizb-ut Tahrir yargılamalarına ayırdı. Dernek Aktivistleri yapmış oldukları basın açıklamasında bu zulümlerin bitmesi gerektiğine değinerek kendilerine yakışan bir uslup ile eylemi sonlandırdı. Kocaeli basınında geniş yer bulan eylem sol görüşlü birkaç bülten dışında ilgiyle karşılandı.

İşte yapılan basın açıklamasının bildirisi;

HİZB-UT TAHRİR’E YÖNELİK “YARGI ZULMÜNE DUR DE” DÜŞÜNCE SUÇ OLMAKTAN ÇIKSIN.493.HAFTA

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ GENEL MERKEZİ, ( KOCAELİ- TÜRKİYE ) RESMİ BASIN AÇIKLAMASI 

İNSANİ VE İSLAMİ İNSAN HAKLARI AKTİVİSTLERİ. KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 10.YIL 493. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI    

İZMİT ÖZGÜRLÜK MEYDANI / HİCRİ 02 ZİLHİCCE 1435 / 26 EYLÜL CUMA 2014 / SAAT 14.00

Sayın basın mensupları ve Kocaeli halkı, 10. Yıl 493. Hafta, başörtüsüne özgürlük basın açıklamamıza hoş geldiniz.10 yıldan beri, karda kışta, yaz sıcağında, sağanak yağmurda “başörtüsüne özgürlük” için bu meydandaydık. Kemalist rejimin, yasakçı, gerici zihniyetine karşı 10 yıldan beri verdiğimiz başörtüsüne özgürlük mücadelesi başarıyla sonuçlanmış, üniversitelerden, kamusal alana, okullara kadar hayatın her alanında, başörtüsüne özgürlük gelmiştir.

Kemalist rejim tarafından gasp edilen Müslüman halkımızın insani hakkını, geçte olsa iade edenlere teşekkür ediyoruz. İslam karşıtı CHP’den Muharrem İnce, “bu karar cumhuriyete meydan okumaktır” diyerek tepki verdiyse de Kemalist partiden çıkan bu çatlak ve cılız sesler artık kimsenin umurunda değildir. Bunlarla ilgili önümüzdeki günlerde daha geniş bir basın açıklaması yapacağız.

Normalleşme sadece başörtü konusunda değil hayatın her alanında olmalıdır. Ak Parti hükumetinin ve başbakan Davutoğlu’nu, Adalet bakanını acilen bu konuya müdahale etmeye davet ediyoruz. Düşüncelerinden,  inançlarından ve “düşünceyi ifade suçundan !!!” cezaevinde yatanların, Ergenekoncular,  darbeciler gibi acilen serbest bırakılmalı, inanç ve “düşünceleri ifade” suç !! olmaktan çıkartılmalıdır.

18 Eylül’de başlatılan ve 30 Eylül’e kadar devam edecek olan“Hizb-ut Tahrir’e Yönelik “Yargı Zulmüne Dur De” kampanyasına, İnsan Hakları Savunucuları Derneği olarak destek veriyoruz. İnsan hakları aktivistleri olarak, hiç bir şiddet ve silahlı eyleme karışmamış Hizb-ut Tahrir üyelerinin sadece düşünce ve inançlarından dolayı şu anda cezaevinde olmasını bir adaletsizlik ve haksızlık “olarak değerlendiriyoruz. İnanç ve düşünceleri ifade özgürlüğü Anayasayla teminatı altındayken, salt bu inanca sahip oldukları için ve bu düşüncelerini ifade ettikleri için Hizb-ut Tahrir üyelerinin terör örgütü suçlamasıyla ceza evine atılıp, çok ağır cezalara çarptırılması kabul edilemez bir durumdur. Bunu bir insan hakları ihlali olarak değerlendirmekteyiz.

Hükumet bir yandan terör örgütü mensuplarına, dağdan inmeye davet edip, mücadelelerini siyasi alanda, düşüncelerini ifade yoluyla vermesini isterken, diğer taraftan da, hiç bir terör eylemine karışmamış, şiddeti ve terörü reddeden Hizb-ut Tahrir üyelerinin düşünceleri yüzünden ceza evine atılmasını anlayabilmek mümkün değildir.

Başta 28 Şubatta irtica brifingi almış hukukçular ve yargının içine sızmış, dış güçlerin güdümünde bir takım mihraklar, ellerindeki yargı silahını kullanarak, terör suçlamasının arkasına sığınıp, Hizb-ut Tahrir üyelerini haksız yere cezalandırmışlardır’ki, bir kısmı halen cezaevinde yatmaktadır. Her ne kadar “düşünce suçundan ceza evlerinde yatan yok” denilse de, şu an 500 civarında mahkum sadece düşünce ve inancından dolayı cezaevinde bulunmaktadırlar.

90 senden beri bu ülkede iktidarlar değişse de, statükonun yargıyı kullanarak inançlı halkı sindirme politikaları değişmemiştir. İnançlı insanlar son 12 sene içinde iktidarın değişmesi ile rahata kavuşmayı beklerken, tam tersi unutulmuşlardır. Hala haksızlıklara, yargı zulümlerine, adaletsizliklere maruz kalmaktadırlar. Ergenekonculara, Darbecilere gösterilen hassasiyet, Ak Partiyi bu günlere taşıyan inançlı kesime gösterilmemiştir. Bir şiir okudu diye kendisi dahi 3 ay cezaevinde yatan sayın cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın partisi olan Ak Partiden, adında geçen “adaleti”!, bir an evvel uygulamasını istiyoruz.

Hükumet istediği takdirde, haksız olarak yargılananların nasıl serbest bırakılabilindiğini, Salih Mirzabeyoğlu’nu, serbest bırakarak göstermiştir. Mirzabeyoğlu 28 Şubat zulmünün sembol mağdurudur ama tek değildir. Başta Yakup Köse olmak üzere, çok sayıda hükümlü vardır. 28 Şubat döneminde sırf kuran öğrettiği için yargılanan, Naşit Tutar, Haneş Akın ceza evine atılmışlardır. Aynı durum HÜDA PAR üyeleri içinde geçerlidir. 28 Şubat sürecinde Malatya’da gözaltına alınan ve terör örgütünü liderliği ile suçlanan Ramazan Kayan beraat ederken, kardeşi beratın olduğu bu davada, terör örgütü liderine yardım etme suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştır ve şu an hapiste yatmaktadır. Anıtkabire saldıracağı iddia edilen, fakat hiç bir maddi kanıt bulunmayan, müebbette mahkum, ölümcül kanser hastası Metin Kaplan hala hapistedir.

Eski cumhur başkanlarından Ahmet Necdet Sezer döneminde, DHKP-C, Dev-Sol, PKK, THKP ve TİKKO gibi örgütlere mensup olan 260 kişi serbest kalırken, Ak Parti hükumetinin, her kesime karşı gösterdiği hoşgörü ve adaleti, zindana atılan Müslümanlara neden göstermediğini anlayamıyoruz. İnsan Hakları Savunucuları Derneği olarak, bunu bir insan hakları ihlali ve ayrımcılık olarak görüyor, hükumete ve Anayasa Mahkemesine çağrıda bulunuyoruz. Gezi olaylarından 600 yakın resmi ve sivil aracı yakanların, kamu ve halkın malına zarar verenlerin hepsi kamera kayıtlarında belli olmasına rağmen, bir tanesi dahi tutuklanmamıştır. Yol kesenler, polis araçlarına molotof atanlar hakkında hiç bir işlem yapılmamakatadır. Aksine Yargıtay Ceza Genel Kurulu polise taş atan kişinin eyleminin davasını “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” diyerek bozarken !, hiç bir şiddet ve terör eylemi olmadığı resmi raporlarda bildirilen !, Hizb-ut Tahrir üyelerinin hapse atılmasını, kamu vicdanını yaralamaktadır.

Daha bu ülkede ne kadar?, Müslümanlar öz yurdunda garip, öz yurdunda kurban olacaktır?. Siyasallaşmış yargının Müslümanlara yaptığı adaletsizliklere derhal son verilmelidir. İrtica brifingi almış yargının ve taraflı yargının hukuk cinayetlerine son verilerek, mağdur edilmiş inançlı insanlar da, diğer kesimler gibi serbest bırakılmalıdırlar. Ak Parti kendisine yapılan hukuksuzluklara verdiği tepkiyi, kendisini o makama taşıyan insanlara yapılan hukuksuzluklara da vermelidir. İnançlı kesimin susacağını sananlar yanılıyorlar, Ergenekonculara, darbecilere yapılan uygulama, inançlı kesime de yapılmadığı takdirde, 2015 seçimlerine çok az zaman kala, bu haksızlıklar daha da gür bir şekilde dile geriletilecektir.

Hakkında “sürgün inek “adıyla komedi filimi dahi çekilen, düşünceleri ifadeyi yasaklayan “5816 sayılı, Atatürk’ü koruma kanunu” hala yürürlüktedir. 21 yılda,  bu kanuna muhalefetten 2155 dava açılmıştır. Anayasa ile teminat altına aldığı iddia edilen “düşünceleri ifade” hala suç kapsamındayken,  Türkiye !, başörtüsüne özgürlük tanımayla!,  normalleşmiş olamaz.

Mustafa Kemal’in eleştirilmesini  yasaklayan,  hakaret içermeyen en ufak bir eleştiriyi dahi, statüko tarafından, “manevi hatırasına hakaret edildi” iddiasıyla cezalandırılmaya kalkıldığı bir ülke normalleşememiştir. 5816 sayılı düşüncelerin ifadesini yasaklayan kanunların olduğu ve bu kanundan, bırakın insanları “Gülsüm İnek” adlı hayvanların dahi soruşturmaya tabi tutulduğu bir ülke nasıl normal olur?

Düşünceleri ifadenin üstündeki yasaklar kalkmadıkça, bu suçtan !! Ceza evinde yatanlar özgür bırakılmadıkça, asla ve asla normalleşme olmayacaktır. ( İHSD ) İnsan Hakları Savunucuları Derneği ve insan hakları aktivistleri olarak hükumete çağrıda bulunuyoruz, başörtüsü gibi, düşünceyi ifadeyi yasaklayan, kanunları derhal kaldırın ve düşünce suçlularını !! serbest bırakın. Bu görüntüler ne ülkemize, ne insanımıza ne de 2 binli yıllara yakışmıyor. Basın açıklamasına katıldığınız için teşekkür ederiz.

İHSD  / İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ GENEL BAŞKANI YARDIMCISI

BEHLÜL METİN       

Görseller için tıklayınız

Ayrıca...

Gaziantep’te Köklü Değişim “HİLAFET” sayısını tanıttıkları için 7 Müslüman’a Gözaltı

Şanlıurfa’dan sonra Gaziantep’te de Köklü Değişim Dergisi’nin “Hilafet” kapak konulu Mart sayısını tanıttıkları ve yaptıkları …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir