Hizb-ut Tahrir üyelerinin, kesinleşmiş mahkûmiyet kararına karşı yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunuldu.
“Bugün silahsız ve tehlikesizler, ama ileride Halifelik olursa Hristiyanlar için tehlike doğurur” diye 2009’da haklarında dava açılan Hizb-ut Tahrir üyelerinin, kesinleşmiş mahkûmiyet kararına karşı yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunuldu.
2009 yılında 2. Ergenokon iddianamesi hazırlandığında Hizb-ut Tahrir de davaya dahil edilmişti. Hizb-ut Tahrir üyesi taksici Süleyman Solmaz’ın cep telefonu rehberinde Ergenekon soruşturmasında olan kişilerin kayıtlı olmasıyla dava Ergeneokon davasıyla birleşmişti.
Yargılamalar esnasında emniyetin rehber yüklemesi incelerken “sehven yüklemelerin” ortaya çıkmasıyla birlikte Ergenekon ile Hizb-ut Tahrir’in arasında bir bağ kalmamış ve davalar ayrılmıştı. Ancak sanıklara verilen cezalar düşürülmemişti.
Ankara’da taksicilik yapan Süleyman Solmaz’ın taksisine binen Teğmen Mehmet Ali Çelebi ile taksici Süleyman Solmaz tanışıyorlar. Teğmen Çelebi, kendisini Muhasebeci olarak tanıtıyor yolculuk esnası boyunca Çelebi’ye İslami fikirlerden bahsediyor. Çelebi, Solmaz’a kim olduklarını, ne tür çalışma yaptıklarını sorması üzerine Taksici Süleyman Solmaz Hizb-ut Tahrir’in sohbetlerine katıldığını, birçok kitap ve dergi çalışması olduğunu, eğer isterse kendisine bunları verebileceğini söylüyor. Teğmen Çelebi ile telefon numaralarını birbirinden alarak ayrılıyorlar. Daha sonra Ankara’da Ulus meydanında 1,5 dakikalık bir görüşme oluyor ve Süleyman Solmaz, Köklü Değişim Yayıncılıktan çıkan kitap ve dergileri Teğmen Çelebiye veriyor.
Ulus meydanındaki kitap alış verişi suç delili olarak kabul ediliyor. Zekeriya Öz, Mehmet Murat Yönder, Fikret Seçen ve Ercan Şafak adlı savcıların yürüttüğü davada kitap, dergi ve CD içeriklerinde Hizb-ut Tahrir propagandası yapıldığı değerlendirilmişti. Örgütsel taban oluşturmak amacıyla propaganda yapmak, eleman kazandırmak, bildiri dağıtmak, örgütün kurucusunun eserlerini bulundurmak şeklindeki eylemlerinin örgütle organik bağ oluşturacak şekilde gerçekleştiği gerekçesiyle sanıklar hakkında hapis cezasına karar verilmişti.
Halen 9 kişi hükümlü 1 kişi tutuklu olmak kaydıyla on kişi 7.5 ila 15 yıl ceza ile yargılanıyor. Avukat Aykut Özdemir, yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulması istemiyle başvuru yaptı.
Mahkeme tarafından re’sen belirlenecek sebeplerden ötürü, kesinleşen kararın infaz edilmesi halinde müvekkillerin mağdur olacağı nedeniyle infazın durdurulmasına, yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin kabul edilerek yeniden yargılama yapılmasına ve müvekkil hakkında verilmiş olan mahkumiyet kararının kaldırılarak müvekkilin beraatına karar verilmesi talep ediliyor.
EREM ŞENTÜRK/dirilispostasi.com