Dün İslam Nizamı Kitabını Taşıyanlar Tutuklandı. Bugün Bayram Tebriği Dağıtanlar Zindana Atıldı. Yarın Müslümanları Daha Hangi Zulümler Bekliyor?
Hizb-ut Tahrir gençlerinden olan Saim AYSELİ, 2004 yılında kendisi ve Hizb-ut Tahrir üyesi diğer arkadaşları hakkına başlatılan hukuk dışı yargılama neticesinde verilen üç yıllık mahkûmiyet kararının infazı gerekçesiyle 11 Nisan 2015 Cumartesi günü tutuklanıp zindana konuldu.
Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilâyet Medya Bürosu konu ile alakalı basın açıklaması metni yayınladı.
İşte o Açıklama;
Basın Açıklaması
Dün İslam Nizamı Kitabını Taşıyanlar Tutuklandı
Bugün Bayram Tebriği Dağıtanlar Zindana Atıldı
Yarın Müslümanları Daha Hangi Zulümler Bekliyor?
Hizb-ut Tahrir gençlerinden olan Saim AYSELİ, 2004 yılında kendisi ve Hizb-ut Tahrir üyesi diğer arkadaşları hakkına başlatılan hukuk dışı yargılama neticesinde verilen üç yıllık mahkûmiyet kararının infazı gerekçesiyle 11 Nisan 2015 Cumartesi günü tutuklanıp zindana konuldu. Saim AYSELİ, Ramazan Bayramı namazı sonrası Müslümanlara bayram tebriği dağıttığı için gözaltına alınmış ve tutuklanarak yargılanmıştı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 8 ay cezaevinde tutuklu olarak yargıladığı Saim AYSELİ ve arkadaşları hakkında 2009’da üç yıl mahkûmiyet kararı verdi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise 2013 yılında bu kararı onadı ve infaz işlemlerini başlattı.
Öncelikle muhlis davetçimiz Saim AYSELİ kardeşimizi gerçekleştirdiği salih amelinden dolayı kutluyoruz. Rabbimizden onu mükâfatlandırmasını ve ecrini bolca vermesini niyaz ediyoruz. Çünkü O, Müslümanların bölük pörçük olduğu, Afganistan ve Irak işgallerinin yaşandığı bir dönemde Müslümanları vahdete çağırdı. Müslümanları zulüm ve işgallerden kurtarıp dünya ve ahiret saadetine ulaştıracak Raşid-i Hilafet Devletine çağırdı. Çünkü O, Müslümanların bayramlarını dahi hüzün ve acı içinde bölük pörçük geçirmelerinin sebebinin İslam’dan uzak yaşamak olduğunu söyledi. Müslüman beldelerdeki kukla yönetimlerin Batı’ya hizmet için bayramları dahi Müslümanlara zehir ettiğini hatırlattı.
Hizb-ut Tahrir’e üye olmayı suç kabul eden zulüm mahkemesi ise Müslüman dava adamlarına yönelik düşmanlığını bir kez daha gösterdi. Müslümanların bayramlarını kutlamasından korkarak Hizb-ut Tahrir’in samimi gençlerini cezalandırdı. Aynı zulüm mahkemeleri dün İslam Nizamı Kitabını yanında bulundurduğu için Ayhan ALADAĞ kardeşimizi tutuklayıp hapse atmıştı. Emniyet güçlerinin, yargı organlarının, medyanın ve topyekûn Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Hizb-ut Tahrir’e yönelik başlattığı iftira ve yalan kampanyasına cevap verilen CD’yi Müslümanlara ulaştırdığı için Recep CILIZ kardeşimize 7,5 yıl, yine bu iftira ve yalanlara cevapo verip çürüttüğü için ise Yılmaz ÇELİK kardeşimize 7,5 yıl ceza vermişti. İslami eğitim sistemi hakkında yazı yazdığı için Çiğdem ALBASAN bacımızı ve eşini iki yaşındaki çocuklarından ayırıp hapse atmıştı. Bu mahkemeler, gecelerini gündüzlerini Müslümanların dert ve sıkıntıları ile geçiren, Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın rızası için hayırdan başka bir yolda yürümeyen, mahalle ve köylerinde insanlar tarafından takdir ve taltif edilen yüzlerce Hizb-ut Tahrir üyesi Müslüman’ı tutuklayıp hapse atılar. Evlerinde kitap ve dergiden başka bir şey bulunmayan Müslümanlara hiç olmayacak iftiralar attılar. Şimdi ise masalarında beklettikleri, 200 Hizb-ut Tahrir üyesi hakkında 900 yıl ceza istedikleri hukuk dışı yargılama dosyalarını onamayı bekliyorlar.
Şimdi zulüm üreten bu yargı sisteminin yöneticilere soruyoruz! Ey Türkiye Cumhuriyeti’nin Yöneticileri!
Hani siz, Türkiye’de zulüm devri geride kaldı diyordunuz? Hani siz, Türkiye’de fikri ve siyasi çalışma yapan hiç kimseye zulmedilmeyecek, hiç kimsenin çalışması engellenmeyecek diyordunuz? Hani haksız yere, hukuk dışı yargılanmış insanların mağduriyeti giderilecekti? Hani tüm bunları, ağzınıza pelesenk ettiğiniz demokrasiniz adına yapacaktınız? Sizin demokratik normlarınız kırıp döken, yağmalayan yaralayan ve hatta işkence ederek öldürenler için geçerli. Ama Hizb-ut Tahrir üyeleri ve davetçileri için geçerli değil. Sizin zalimliğiniz sadece İslami hayatı başlatmak için çalışan muhlis Hizb-ut Tahrir şebabına karşı. Siz Hizb-ut Tahrir’in fikirlerinden korkuyorsunuz. Siz, içinde İslam ümmetine fikri liderlik yapacak ideolojinin yazılı olduğu “İslam Nizamı” kitabından korkuyorsunuz. Siz Müslümanların bayramlarını kutlayan tebrik zarfından korkuyorsunuz. Siz bilginiz dâhilinde resmi kurumlarınız tarafından Hizb-ut Tahrir’e atılan iftiralara verilen cevaplardan korkuyorsunuz.
Hani, kitap yasağı kalktı diye çıkardığınız kanunlarınız nerede? Hani, haksız yere yargılanmış, zulme uğramış Müslümanlara söz verdiğiniz iade-i itibar nerede? Hani, bu ülkede usulsüz, delilsiz ve hukuk dışı yollarla yargılamalara son verecektiniz? Şu anda Türkiye yargı sistemi, sırf Hizb-ut Tahrir üyelerine zulmetmek için kanun ve yasalara aykırı olarak çıkardıkları içtihat kararlarını esas alarak yargılamalar yapıyor. Ve siz bu içtihat kararlarının niçin ve kim için alındığını çok iyi biliyorsunuz? Sizin bu tutarsızlığınız Mekkeli müşriklerin helvadan yaptıkları putları acıktıklarında yemelerine benziyor.
Ey Yöneticiler! Bugün ivedi olarak yapmanız gereken şey, Hizb-ut Tahrir üyelerini cezalandırmak için hukuka aykırı olarak alınmış Yargıtay içtihat kararlarının yürürlükten kaldırılması için harekete geçmenizdir. Hizb-ut Tahrir’e özel uygulanan düşman ceza hukuku zulmüne son vermenizdir. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin aldığı içtihat kararına göre şu anda 200 Hizb-ut Tahrir üyesi hakkında 900 yıl ağır ceza istenmektedir. Siz kabul etsenizde etmesenizde, Hizb-ut Tahrir İslami hayatı başlatmak ve Hilafet’i ikame etmek için kurulmuş siyasi bir partidir ve kıyamete kadar da öyle kalacaktır. Hizb-ut Tahrir gençlerine zulmetmeyin. Zulüm kanunlarını geçlerimizin üzerinden derhal çekin. Çünkü Onlar hayrın öncüleridir. Onlar şerrin ve küfrün düşmanlarıdır. Onlara zulmettiğinizde ancak kafirleri sevindirmiş olursunuz. Eğer onların yolunu sizde takip ederseniz Allah ve Rasulünü sevindirmiş olursunuz.
Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilâyet Medya Bürosu
hizb-ut-tahrir.info