Home / News / HABER / YORUM-İKTİBAS / Srebrenitsa’nın Hesabını Kim Sorabilir?
islam devleti default

Srebrenitsa’nın Hesabını Kim Sorabilir?

Bugün 11 Temmuz 1995. Sırplar için kutsal bir günün yıl dönümünü kutlamadan önce Sırp Srebrenitsa’dayız. Bu kenti Sırp milletine armağan ediyoruz. Osmanlı’ya karşı gerçekleştirdiğimiz ayaklanmanın anısına, Türklerden öç alma vakti gelmiştir

Bosna’da üç buçuk yıl devam eden sistematik soykırımda 312.000 Müslüman hayatını kaybetti.

2 milyon kişi evini terk etmek zorunda kaldı.

27.734 kişi resmî kayıtlara kayıp olarak geçti.

Toplu Mezarları Araştırma Enstitüsü’nün 18 yıldır sürdürdüğü çalışmalarda 20.000 kayıbın cesedine ulaşıldı, bunlardan yaklaşık 18.000’inin kimliği belirlendi.

Toplu mezarlarda bulunan cesetlerin çoğu parçalandığı ve yakıldığı için kimlik tespit çalışmaları zorlukla sürdürülüyor.

Bosna-Hersek Kayıpları Arama Enstitüsü verilerine göre, 1995 yılından bu yana ülke genelinde 500’den fazla toplu, 5.000’in üzerinde müstakil mezar bulundu.

Kimlikleri tespit edilen kurbanlar, her yıl Srebrenitsa soykırımının yıldönümü olan 11 Temmuz tarihinde toprağa veriliyor. (1)

Tüm bunlar Birleşmiş Milletlerin oluşturduğu “güvenli bölgede”, Birleşmiş Milletlerin “koruması” altında yaşandı. Birleşmiş Milletler adına görev yapan Albay Karemans, koruması altındaki masum Müslümanları Sırp kasapların önüne atarak ardından kadeh tokuşturarak bu vahşeti kutladılar.

Eski Hollanda Savunma Bakanı Joris Voorhoeve’nin “Güvenli Bölgeler” isimli yeni çıkan kitabında ise Amerika, İngiltere ve Fransa gizlice anlaşarak bu katliamın asıl müsebbibi olarak onları işaret etti. (2)

Tüm bunlara rağmen Başbakanlıktan yapılan açıklamada; “Uluslararası toplumun, Srebrenitsa’da yaşanan soykırımdan gerekli dersleri çıkararak, benzer olayların bir daha yaşanmaması için her türlü gayreti göstereceğine ve gerekli önlemleri alacağına samimiyetle inanıyoruz” diyerek asıl katilin yüzlerini gizlemiştir. Türkiye, bu tutumuyla Bosnalı Müslümanların yanında değil her zaman olduğu gibi Uluslar arası toplumun (BM) yanında yer almıştır. (2)

1993 yılında Doğu Bosna’daki çatışmaların dorukta olduğu sırada Bosnalı Sırplar tam anlamıyla “Etnik Temizlik” yapmaya başladı. Bölgedeki şehirler saldırıya uğradı ve Srebrenitsa bunlardan sadece biriydi. Diğer tüm şehirlerden gelen Bosnalı Müslümanlar güvende olabileceklerini düşünerek kendi evlerini terk ettiler. Fakat onlar için burada geçen her gün yavaş yavaş ölüm demekti. Sırplar kuşatma altında tuttukları bölgeye insani yardımların dahi girmesine izin vermiyordu. Bu durum giderek dayanılmaz bir hal aldı. Aslında tüm bunlar yaklaşmakta olan soykırımın sadece ön hazırlarıydı, gereken şartların oluşturulmasıydı. İnsani yardımların bölgeye girişine izin verilmeyerek “Güvenli Bölgeler” kurulmasına 16 Nisan 1993 tarihinde gerekçe oluşturdular. Katliam’ın daha kolay olması için geriye bir şey kalmıştı. Bölgenin silahsızlandırılması! Srebrenitsa, silahlanmış olan Bosnalı Sırp ordusuna karşı tamamen savunmasız bırakılarak, böylece 11 Temmuz 1995’te yapılan soykırım daha da kolaylaştırmıştı. 

Srebrenitsa Soykırımı, Amerika, İngiltere ve Fransa’nın aralarında anlaşarak Ratko Mladiç komutasındaki Sırp Cumhuriyet Ordusu, Sırp Cumhuriyeti siyasi liderlik görevinde olan Radovan Karadziç, Yugoslav Ordusu’nun Generali Momcilo Perisiç, Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç ve Sırbistan İçişleri Bakanlığı’ndan doğrudan destek alan paramiliter grubu “Akrepler” (Scorpions) öncülüğünde gerçekleşti. Birleşmiş Milletler (BM) Hollanda Koruma Gücü’nün (UNPROFOR) gözleri önünde binlerce kişi böylece öldürüldü.

Katliam öncesi Ratko Mladic, İslam’a ve Müslümanlara yönelik kin ve nefretini şu sözlerle kusuyor ve ardından katliama başlıyor: Bugün 11 Temmuz 1995. Sırplar için kutsal bir günün yıl dönümünü kutlamadan önce Sırp Srebrenitsa’dayız. Bu kenti Sırp milletine armağan ediyoruz. Osmanlı’ya karşı gerçekleştirdiğimiz ayaklanmanın anısına, Türklerden öç alma vakti gelmiştir”.

Bu açıklamadan sonra kundaktaki bebeklerden, bastonlu dedelere varana kadar Müslümanları topluca katlettiler. On binlerce kadına tecavüz ettiler. Kafir Sırplar, bazılarını toplu şekilde, bazılarını yollarda, bazılarını dağlarda, katliamdan kaçmak isteyenleri de çeşitli tuzaklarla ve keskin nişancılarla alçakça katlettiler. Ardından topluca mezarlara gömdüler.

Srebrenitsa Soykırımı, barbar batı medeniyetinin Müslümanlar üzerinden sergilediği ya da sesiz kalarak izlediği, destek sağladığı binlerce katliam ve soykırımlarla dolu kanlı tarihinden sadece birisidir. Dünyaya uygarlığı, medeniyeti ve hidayet meşalesini taşıyan son İslam devleti Osmanlı’nın dünya sahnesinden çekilmesiyle birlikte dünya, kapitalist-sömürgeci kafir batı’nın insafına terk edilmiştir. Sadece son yüzyılda sömürgeci-kafirler milyonlarca masum insanı ya doğrudan katlettiler ya da dolaylı yoldan katliamlarına göz yumdular ve hala da katliamlarına devam ediyorlar.

Soykırım’ın 20. yılında katliamın asıl sorumlularından olan kâfir İngiltere’nin de anma etkinliği düzenlenmesi de oldukça manidardır. (3) Srebrenitsa soykırımının yıl dönümü öncesinde bilinen bazı gerçekler yeni ifade edilmeye başladı. Bosna Savaşı sırasında Hollanda Savunma Bakanlığı yapan Voorhoeve; “BM hava desteği verseydi Srebrenitsa katliamı önlenebilirdi” diyor. Amerika İngiltere ve Fransa’nın aralarında gizlice anlaşarak destek vermediklerini ve bu katliamın yaşandığı belirtiliyor. (4) Konuyla ilgili açıklama yapan Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz konuşmasında; “Söz verdiğimiz gibi Srebrenitsa’yı unutmayacağız” diyerek adeta “günah çıkarıyor. ”(5)

Onlara “biz Müslümanlarında sizi unutmayacağından emin olabilirsiniz” diyorum.

Sonuç:

  • 1- BM’nin Srebrenitsa’yı korumakla görevlendirilen 700 Hollanda askeri, bölgeye “güvenli” olma güvencesi ile sığınmış 8.000’in üzerinde Bosnalı Müslüman’ı katledilecekleri bilindiği halde Sırp milislere teslim etmiştir. Kendilerine göstermiş oldukları “üstün hizmet” sebebiyle daha sonra madalya töreni düzenlenmiş ve ödüllendirilmişlerdir.
  • 2- Lahey’deki Savaş Suçları Mahkemesi, soykırıma tabi tutulanlar Müslümanlar olduğu için bu konuda taraflı davranarak soykırım gerçeğini kabul etmemiştir.
  • 3- Srebrenitsa katliamının baş aktörlerinin yıllarca serbest dolaşmalarını sağlayan kafir batı, maktulün değil, katilin yanında olduklarını bir kez daha göstermişlerdir.
  • 4- Birleşmiş Milletler Konseyinde Srebrenitsa soykırımının, soykırım olarak kabul edilmemesi, çözümün adresi olarak gösterilen Birleşmiş Milletlerin Müslümanlar nezdinde hiçbir kıymeti kalmamıştır.
  • 5- Srebrenitsa soykırımında, gizli anlaşma yaptıkları belirtilen Amerika, İngiltere ve Fransa bunun hesabını vermelidir.
  • 6- Sömürü, katliam, soykırım, işkence, tecavüz, sözünde durmama, kibir, yapılan anlaşmalara sadık kalmama, iki yüzlülük bu sıfatların tamamını ve daha fazlasını kâfir batı ve avenelerinin bünyesinde topladığının resmidir srebrenitsa.
  • 7- Katliamı yapanlar, onlara destek verenler, sorumluları sözde yargılayanlar ve soykırım olarak kabul etmeyenlerin tamamı birbirinin dostudur. Dolayısıyla ne Uluslar arası Ceza Mahkemesi’nden ne katliamın asıl sorumlusu olan Birleşmiş Milletlerden adalet beklemek akla muhaldir.
  • 8- Srebrenitsa’nın ve Müslümanlara yönelik yapılan zulüm ve soykırımların hesabı ancak yakında kurulacak olan Raşid-i Hilafet devleti ile sorulacaktır.
  • 1- http://www.ihh.org.tr/tr/main/region/bosna-hersek/63/19-yilinda-srebrenitsa-katliami/1779
  • 2- http://www.basbakanlik.gov.tr/Forms/_Article/pg_Article.aspx?Id=05ccb5d1-549c-4c11-b6f5-6886bb1970cc
  • 3- http://www.cihan.com.tr/tr/srebrenitsa-katliami-20-yilinda-ingilterede-anildi-1813662.htm
  • 4- http://www.aa.com.tr/tr/dunya/552897–bm-destek-verseydi-srebrenitsa-katliami-onlenebilirdi
  • 5- http://www.ensonhaber.com/avrupa-parlamentosunda-srebrenitsa-katliami-anildi-2015-07-06.html

Osman Yıldız

Ayrıca...

Kar: Ruhani değil siyasi halifelik

Yıllardır halifeliği savunan Hizbu’t Tahrir’in Türkiye Medya Sorumlusu Mahmut Kar, Hilafetin ruhani değil siyasi olarak …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir