İslamdevleti.net "…Sonra da Nübüvvet Metodu üzere (Raşidi) Hilâfet olacaktır." [Ahmed b. Hanbel] – Hizb-ut Tahrir HizbutTahrir
İLGİLİ HABERLER
Kâfir Devletler, topraklarımızdaki sömürge planlarını sürdürmek için dün olduğu gibi bugün de Müslümanların kanından besleniyorlar.
Ülkelerimizdeki ajanları aracılığıyla topraklarımıza fitne tohumları ekip, Müslümanlar arasında düşmanlık ve husumet oluşturuyorlar. Sonra da oluşturdukları bu sahte düşmanlığı güya bitirmek adına kurtarıcı rolüne bürünüp topraklarımıza giriyorlar. Onların kurtarma reçetelerinde ise kan, zulüm ve gözyaşından başka bir şey bulunmuyor. İşte 30 yıldır bu topraklarda Müslüman Türk ve Müslüman Kürt halkının kanının akmasına sebep olanlar onlardır. Bu kandan beslenerek Türkiye üzerindeki hegemonyalarını devam ettirenler de onlardır. İşte onlar kâfir Amerikalılar ve İngilizlerdir. Amerika ve İngiltere, Türkiye üzerindeki siyasi çıkarlarını devam ettirmek için bu çatışmanın sürmesini hep istediler. Zira onlara göre sorun olmalı ki, bu sorunu çözecek bir hamiye hep ihtiyaç duyulsun.
Ey Müslümanlar! Her gün şehirlerde insanlarımızın ölmesine sebep olan patlamaların ve çatışmaların arkasında kimlerin olduğunu görme vakti gelmiştir. 30 yıldır sömürgeci kâfirlerin çıkarları için akıtılan bu kanın durmasına yönelik atılan adımların hiç birisi samimi değildir. Çünkü bu adımları atanlar, sırtlarını ya Amerika’ya ya da İngiltere’ye dayayarak hareket etmektedirler. Ne zaman ki bu topraklarda kâfirlerin egemenliği kalkar, ne zaman ki bu topraklar üzerinde onlara hiçbir söz hakkı tanınmaz ve ne zaman ki kâfirler topraklarımızdan defolup giderler, işte o zaman bu çatışma ve kardeş kavgası biter. İşte o zaman düşmanlık tohumları eken fitne yok olur. İşte o zaman eskiden olduğu gibi bu topraklara barış ve huzur gelir. Zira sahip olduğumuz İslam bağı bunu sağlamaya muktedirdir.
Ey Müslümanlar! O halde yöneticilerinizi muhasebe edin. Bu çatışmayı başlatan ve sürdürenlerle hala dost ve müttefik olanlara hesap sorun! Zira bu kardeş kavgasında ölenler sizin çocuklarınız! Yüreği yananlar ve gözyaşı dökenler sizlersiniz! O halde acılarınızın bitmesi ve gözyaşınızın dinmesi için bunu yapın! Halkımız üzerinden oynanan bu sinsi ve kanlı oyunu bozun! Katillerin sağladığı barışa ve işbirlikçi yöneticilerin ortaya koyduğu ikiyüzlü siyasete güven olmayacağını unutmayın! Bizler artık kâfirlerin bölgesel çıkarları için Müslüman kanının dökülmesini istemiyoruz. Müslümanların kanı üzerinden siyaset yapılmasını istemiyoruz. İslam ve Müslümanlara karşı en büyük düşmanlığı yapan Amerikalıları topraklarımızda istemiyoruz. Bakın, akan bu kanın en büyük faili olan Amerika, daha iki gün önce Suriye halkına karşı haçlı operasyonlarını yönetecek 300 askeri ile birlikte savaş uçaklarını Adana’daki incirlik üssüne indirdi. Düşünebiliyor musunuz; Müslümanların pilotlarına, subaylarına ve askerlerine Amerikalılar komut verecek. Komşumuz, kardeşimiz ve bizden bir parça olan Suriye halkının üzerine ölüm yağdırılacak.
Kıymetli Müslümanlar! Suruç’ta meydana gelen patlamayı ve akabinde yaşananları bir düşünün! Bu menfur olaydan sonra Suriye’ye karşı yürütülen haçlı koalisyonuna Türkiye’nin nasıl hızlı bir şekilde dâhil olduğunu gördünüz. İncirlik ve diğer askeri üslerin kâfir Amerikalılara nasıl peşkeş çekildiğini de görün! PKK ile mücadele edilirken, PKK’nin Suriye kolu olan PYD’ye nasıl destek olunduğunu da görün! Her gün terör saldırılarında ölen evlatlarınızın Amerika’nın bölgesel politikası için öldüğünü de görün! Bu Amerika değil midir yıllardır PKK’yi destekleyen! Bu Amerika değil midir askerleri İncirlik üssündeki camiye saldırıp kutsal kitabımızı ayaklar altına alan! O halde müttefik ve stratejik ortak olma bahanesiyle Amerika’nın kendi ürettiği “Terörizm” yalanının peşine takılan yöneticilere kanmayın! Amerika ile ilişikleri iyi tutmayı, İslam’a ve Müslümanlara ihanet etmekten daha evla gören yöneticilere inanmayın! Zira onlar, hayat verenin Amerika olduğunu düşünüyorlar! Amerika’ya karşı çıkarsak o bizi perişan eder ve iktidarımızı elimizden alır diyorlar! O çok güçlü ona karşı gelemeyiz diyorlar!
Oysaki gerçek güç ve kuvvet Âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir. O ki, her şeye gücü yeten ve her şeye mutlak kadir olandır. Öyleyse yalnızca ondan korkalım ve onun dinini hayata hâkim kılacak olan Raşidi Hilafet için çalışalım!
فَلاَ تَخَافُوهُمْ وَخَافُونِ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ “O halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.”
hizb-turkiye.org
