Hizb-ut Tahrir: “Uluslararası Haçlı Koalisyonu Müslümanları Katlederek Suriye Zorbası İle İşbirliği Yapıyor”
11 Ağustos 2015’de uluslararası Haçlı koalisyonunun Türkiye-Suriye sınırındaki Atme kasabasını bombalaması sonucunda, çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılar olmak üzere 25’ten fazla kişi şehit düştü.
Hizb-ut Tahrir Suriye Vilayeti Medya Bürosu Uluslararası Haçlı Koalisyonunun Ortadoğu yüklendiği misyonu yayınladığı bir beyan ile ifşa etti.
İşte o açıklama;
Uluslararası Haçlı Koalisyonu Müslümanları Katlederek Suriye Zorbası İle İşbirliği Yapıyor
Uluslararası Haçlı koalisyonunun kuruluşunu ve operasyonlarını yakından takip edenler, onun İslam ile savaşmak, sözde terörizmle mücadele kisvesi altında mübarek Suriye devriminin samimi insanlarına darbe vurmak ve Raşidi Hilafetin kurulmasını önlemek için kurulduğunu görürler. Bu isim adı altında dilediği grupları terörist ve dilediğini de ılımlılar olarak nitelemektedir. Tabii ki bu da Batılı çıkarlar standartlarına göre oluyor. Hatta kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan masum insanlar bile bu standartlara göre terörist olarak tanımlanıyor. Koalisyon, Türkiye gibi İslami ülkeleri operasyonları için bir üs olarak kullanıyor. Ve Müslümanların şiddetli muhalefetini hafifletmek amacıyla da ajan rejimleri koalisyona kattı. Uluslararası Haçlı koalisyonunun yasal olmayan operasyonlarının Şam zaliminin operasyonlarından pek farkı yoktur. Her ikisi de terörizm ve teröristler ile mücadele ettiklerini iddia ediyorlar. Ama çocuk, kadın ve yaşlıların öldürdüklerini görüyoruz. 11 Ağustos 2015’de uluslararası Haçlı koalisyonunun Türkiye-Suriye sınırındaki Atme kasabasını bombalaması sonucunda, çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılar olmak üzere 25’ten fazla kişi şehit düştü. Koalisyon, ilk kez bu kurtarılmış bölgeleri hedef almıyor. Eğer iddia ettikleri gibi -tabii ki yalan söylüyorlar- Suriye halkı ve onların akan kanları koalisyonun umurunda olsaydı, sivil ve kurtarılmış bölgelerdeki mücahitleri hedef almak yerine zorba Beşşar rejimini hedef alırlardı. Ama nerede. Aksine Suriye halkı üzerindeki baskıyı daha da artırıyor. Alternatif olgunlaşana dek ajanı Şam zalimi Beşşar’ın iktidarda kalmasını istiyor. O zamana kadar da ajanı Beşşar’a karşı giriştikleri devrimin bir cezası olarak Suriye halkına yönelik katliam, sürgün ve işkenceler devam edecektir.
Ey mübarek Suriye devrimi Müslümanları! Hizb-ut Tahrir olarak biz, bu koalisyonun en anlama geldiğini açıklamış ve tüm sadık grupları, siyasi, askeri ve parasal olsun bu Haçlı koalisyonu reddederek bu katil oluşumun karşısında durmaya davet etmiştik. Onunla girilen tüm ilişkileri, Allah’a, dinine ve Müslümanlara bir ihanet olarak kabul etmiş, bu günahkâr düşman koalisyona katılan tüm ülkeler ile ilişkinin kesilmesi gerektiğini söylemiştik. Bu kâfir ülkeler, İslami projenin yok edilmesinde sizlerin mızrak başı olmanızı istiyorlar. Yoksa terörün yok edilmesinde değil. Nitekim bu onların iddia ve ifadeleridir. Ayrıca Suriye halkını da gösteri gibi yasal tüm üslupları kullanarak bu Haçlı koalisyonu karşısında direnmeye davet ediyoruz. Bu koalisyona katılan ya da destekleyen herkesi Allah’ın dinine, şehitlerin kanına ve Müslümanların kurbanlarına bir ihanet olarak kabul etmelerini istiyoruz.
Aç kurtların sofraya üşüştüğü gibi ve tek bir oktan çıkan yaylar gibi kâfir ülkeler üzerinize üşüştüler. Bunun tek bir izahatı vardır; çünkü siz devriminizin Allah için olduğunu ve onu, Allah’ın razı eden Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet sistemi ile taçlandırmak istediğinizi dünya âleme ilan ettiniz. Allah’a yemin olsun ki sabır ve sebattan başka yapacağınız hiç bir şey yok. Onun için sabredin ve sebat edin. Ve bilin ki sıkıntı ile birlikte sevinç, sabırla birlikte zafer, zorluktan sonra kolaylık, ceberut saltanatın karanlığından sonra da Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin aydınlığı vardır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ نُبُوَّةٍ ثُمَّ سَكَتَ “Daha sonra ceberut bir saltanat olacaktır, o da Allah’ın dilediği kadar olacak, ardından Allah dilediği zaman onu kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra da sustu.”
Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti Medya Bürosu