Cenevre’ye Katılmak Devrime İhanettir
Suriye Halkı ve Şehitlerin Kanına Saygı İçin Cenevre’yi Boykot Edin!
29 Ocak 2016 Cuma günü gerçekleşeceği açıklanan Cenevre görüşmelerine katılacak ülkeler ve temsilci heyetler belirleniyor. Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Stefan De Mistura, 25 Ocak Pazartesi günü yaptığı basın toplantısında görüşmelerin ne zaman yapılacağını açıkladı ancak kimlerin katılacağı hakkında net bir şey söylemedi. 29 Ocak’ta toplantı gerçekleşmeden de görüşmelere kimlerin katılıp katılmayacağı bilinmeyecek. Zira önceki Cenevre toplantılarında bu durum defalarca tecrübe edildi.
Türkiye, Cenevre 3 görüşmelerinde PYD’nin masada olmasını istemiyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, “Kürtlerin masada olması zarurettir. Kürtlerin olmadığı bir masa eksik olacaktır. Ancak PYD ve YPG’nin masada olmasına kesinlikle karşıyız.”, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ise: “Cenevre’de eğer PYD masada olursa Türkiye görüşmelere katılmayacak, yani boykot edecek.” açıklamaları ile Türkiye tavrını ortaya koydu.
Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti olarak hem Cenevre görüşmelerinin siyasi arka planı hakkında düşüncemizi hem de bu konuda Türkiye’nin takınacağı tavır hakkında yöneticilere teklif ve önerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.
1-İlki Haziran 2012’de yapılan Cenevre Konferansları, Baas rejimini ayakta tutmak, uluslararası toplumda ve Suriye sahasında ona meşruiyet kazandırmak için Amerika’nın hazırladığı en çirkin en sinsi projedir. Zira 2012 yılının ortasında Baas rejiminin yıkılma tehlikesi ABD’yi çok korkuttu ve kuklası Beşşar’ı ayakta tutamayacağını gören ABD, bu sinsi planı devreye soktu. Bunu bildiği halde Türkiye’nin başından beri ABD’nin peşine takılıp Cenevre Konferanslarına katılması Suriye devrimine ihanettir. Çünkü bu toplantıların yapılmasının tek bir amacı vardır. Bu amaç Suriye’deki muhlis grupları ABD’nin Esed’li Suriye planına boyun eğdirmek, en ağır bombardıman ve abluka ile Raşidi Hilafet isteyen Müslümanları ve sivil Suriye halkını öldürerek onları da bu plana razı etmektir.
2-Cenevre görüşmelerine kimlerin katılıp kimlerin katılmayacağını belirleyen bizzat ABD’dir. Zira o masada gerçekte iki taraf bulunmamaktadır. ABD, Rusya, İran, Suudi Arabistan, Avrupa ve Baas rejimi en başından beri masanın bir tarafında oturuyorlar. PYD, fiili olarak toplantılara davet edilmese de, masada ABD ve Baas’ın hemen yanında oturuyor. Suriye’de hiçbir ağırlığı olmadığı halde devrim güçlerini temsil ettiğini iddia eden Suriye Ulusal Koalisyonu da diğer tarafa oturtuluyor. Türkiye ise “PYD masada olamaz” şeklinde hiçbir değeri olmayan boş açıklamalar yaparak güya rol kesiyor.
3- Eğer Türkiye yöneticilerinin Suriye halkının başlattığı bu İslami devrime azıcık sempatileri varsa, beş yıl boyunca akan şehit kanlarına saygıları kaldıysa, bedenleri paramparça olmuş çocukların anne ve babaları ile birazcık empati kurabiliyorlarsa yapılacak şey bellidir. Türkiye, Cenevre’de kurulan bu ihanet masasına tekmeyi vurmalıdır. Korku, zillet ve zafiyet içerisinde başını eğmiş Halid Hoca ve diğer Suriye Ulusal Koalisyon temsilcilerini de masadan kaldırıp, ABD’yi kâfir ve zalimler ile baş başa ortada bırakmalıdır. Ey Yöneticiler! Eğer bunu yaparsanız Suriye halkının ve tüm Müslümanların desteğini kazanmış olursunuz. Mazlumların yanında olmanızdan dolayı da Allah Subhanehu ve Teala’nın rızasına nail olursunuz. Eğer Cenevre’ye katılıp o masada ABD’nin yanında oturursanız tarih boyunca unutulmayacak bir ihanete imza atmış olacaksınız, bunu asla unutmayın!
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَخُونُواْ اللّهَ وَالرَّسُولَ وَتَخُونُواْ أَمَانَاتِكُمْ وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ
“Ey iman edenler! Allah’a ve Rasûl’e ihanet etmeyin. Bile bile kendi emanetlerinize de ihanet etmeyin.” [Enfal 27]
Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti Medya Bürosu
H.19 Rabi’-ul Âhir 1437 / M.28 Ocak 2016