Bu vesileyle Hocalı katliamında öldürülen Müslüman kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Hocalı katliamı ümmetin sahipsizliğinin göstergelerinden sadece biridir. Zira bu katliamın yapıldığı dönemde Türkiye ve diğer Müslüman beldelerin yönetimleri bu vahşete sessiz kaldılar. Ve hala Hocalı bugün olmuş işgalci Ermeni güçlerinin elinde bulunuyor. Sadece Hocalı değil Dağlık Karabağ olarak bilinen bölgeyi de içine alan Azerbaycan toprakları Komünist Rusya tarafından 1920’li yıllardan 1991 yılına kadar sayısız baskı, linç ve yok etme hadiselerine şahit oldu.
Bugün, Hocalı’yı Türklük fikri üzerinden sahiplenen ve katliamı kınayan siyasetçiler, katliamın yapıldığı tarihte bu hadiseyi izleyen yöneticilerden farksız değildir.
Yine bugün Hocalı katliamında ölen kardeşlerimize rahmet okuduktan sonra uluslararası toplumu bu katliama duyarlı olmaya çağıran yöneticiler, içinde bulundukları zillet ve zafiyetin farkında değillerdir.
Suriye’de neredeyse her gün bir Hocalı katliamı yaşanıyorken, İslam düşmanı sömürgecilere hizmet eden Uluslararası toplum denilen yapılar harekete geçmiyorsa, hala daha Hocalı katliamı için BM’yi duyarlı olmaya çağırmak başka ne ile izah edilebilir.
Hemen yanı başımızda Türkmen Dağı bölgesindeki Müslüman kardeşlerimizi Rusya, İran ve Baas rejiminin saldırılarından koruyamıyorsanız kınama açıklamaları yaparak olayları geçiştirmek ne ile izah edilebilir. Bu durum ümmetin sahipsizliğinin apaçık göstergesidir. Bosna, Karabağ, Hocalı, Hama Halepçe ve diğerleri… Bunların hepsi ya bizatihi kâfirler ya da zalim ve hain yöneticiler tarafından Hilafet’in yokluğunda gerçekleşti.
Müslümanların mallarını, iffetlerini, topraklarını ve manevi değerlerini koruyacak, bunlara uzanan elleri kıracak olan, yeniden kurulacak olan Raşidi Hilafet Devletidir.
O halde Müslümanlar bunun için çalışsın ve çalışanlara destek olsunlar.
Mahmut KAR
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı
28.02.2016