Home / News / HABER / DAVA / HİZB-UT TAHRİRLİ MÜSLÜMANLARA YÖNELİK ZULMÜN SON ADRESİ: VAN

HİZB-UT TAHRİRLİ MÜSLÜMANLARA YÖNELİK ZULMÜN SON ADRESİ: VAN

Hizb-ut Tahrir’e yönelik yargı zulmü alttan alta devam ediyor. Son yargı mağduru ise Vanlı Ömer Çetin…

Van-Merkez doğumlu Ömer Çetin, 2002 senesinde Hizb-ut Tahrirle çalışmaya başladı. 2003 senesinde evlenen ve bu evlilikten 6 çocuğu olan Çetin ilk olarak 2005’te Van Ulu Camii’nde yapılan basın açıklamasında tutuklandı. Daha sonra 2009’da Türkiye genelinde Hizb-ut Tahrir üyelerine yönelik yapılan operasyonda da tekrar tutuklanan Ömer Çetin, dün (16 Ocak) saat 16:00 sularında da çalıştığı işyerinden müşterilerinin gözleri önünde gözaltına alındı.

Hizb-ut Tahrir Üyelerine Yapılan Operasyonlar Sistemin Çaresizliğini Resmediyor

Bir dönem iktidarların noteri konumunda olan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin Paralel üyelerinin “ilerde suç işleyebilirler” diyerek verdiği içtihat kararını, Yargıtay 16. Ceza Dairesi de devam ettiriyor.

Çevrelerinde sevilen, sayılan ve itibar sahibi olan Hizb-ut Tahrir üyelerine yönelik operasyonların, kimi “karanlık” çevrelerin Hizb-ut Tahrir aleyhinde yaptıkları hedef gösterici haberlerin peşi sıra gelmesi düşündürücü olsa da operasyonlar, Laik sistemin, Hizb-ut Tahrir’in fikrî, siyasi ve barışçıl faaliyetleri karşısındaki çaresizliğini resmetmesi bakımından da manidardır.

Anayasa Mahkemesi “Terör Örgütü Değil” Dedi

Anayasa Mahkemesi (AYM), “Hizb-ut Tahrir örgütü üyeliği” suçundan cezalandırılan Yılmaz Çelik’in bireysel başvurusunda geçtiğimiz Ekim ayında adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine dair bir karar verdi. Söz konusu karar da Hizb-ut Tahrir’in silahlı bir örgüt olup olmadığının tespitinin mahkemeler tarafından yapılması gerektiğini belirtti. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiği Hizb-ut Tahrir hakkındaki bilgi notunda Türkiye’de çalışmaya başladığı yıllardan bugüne herhangi bir şiddet eylemi gerçekleştirmediğini, cebir, şiddet veya baskı yöntemini benimsemediğini belirtildi.

Aym: Kararlar “Silahlı Örgüt” Demek İçin Yeterli Değil

Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararında “Bir kez daha hatırlatmak gerekirse hiç kuşkusuz başvurucuya atfedilen söz ve eylemlerin hukuk sistemimizde bir suça tekabül edip etmediğinin takdir yetkisi derece mahkemelerine aittir. Ancak derece mahkemeleri bu konuda gerekçelerini ilgili ve yeterli şekilde ortaya koymalıdır” diyerek mahkemelerin verilen cezaları hiçbir gerekçeye dayandırmadan verdiğini ortaya koydu.

AYM, “Bu bağlamda ilk derece mahkemelerinin ve Yargıtay’ın Hizb-ut Tahrir örgütünün bir terör örgütü olup olmadığına yönelik hiç değilse bir kere değerlendirmede bulunması, gerekçelerini başvurucunun temel iddiaları ile mahkemelerin resen tespit edecekleri ve yargılamanın doğasının gerektirdiği sorulara cevap verebilecek nitelikte hazırlaması gerekirken bunu yapmadıkları anlaşılmıştır” demiştir.

Sonuç olarak Türkiye’de en üst mercii olan Anayasa Mahkemesi’nin “Hizb-ut Tahrir terör örgütü değildir” kararına rağmen haksız ve hukuksuz tutuklamalar devam ediyor. Yeniden yargılama kararlarına yerel mahkemeler olumsuz cevap veriyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararına eğer uyulmayacaksa bu mahkemeler neden var? Ergenekon ve Balyoz davaları olunca AYM’nin kararlarına uyuluyor, Hizb-ut Tahrir olunca uyulmuyor.

Köklü Değişim Medya

Ayrıca...

Urfa’da 11 “İbrahim” gözaltında!

İstanbul, Bursa, Ankara derken şimdi de Hilafet istedikleri için Şanlıurfa’da Müslümanlara yönelik gözaltılar yapıldı. Hilâfet’in …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir