Suriye Devrimi’nin son kalesi olan İdlib’de son bir haftada Rusya ve Esed rejimin saldırıları nedeniyle 200’den fazla mazlum katledildi. Katil Rusya ve zalim rejimin katliamları sonrası İdlib halkı ise hayatta kalabilmek adına Türkiye sınırına doğru yeni bir göç dalgası başlattı. Bu katliamlar; Rusya lideri katil Putin’in 13 Kasım 2019 tarihinde Brezilya’da düzenlenen BRICS liderler zirvesinde “Moskova’nın İdlib’de yapacak hala çok işinin olduğunu” söylemesinin ardından artış gösterdi. Buna karşılık Rusya’nın Astana ortağı olan Türkiye yöneticileri, rejim lehine imzalanmış olan çatışmasızlık anlaşmalarını hiçe sayan Rusya ve rejimin bu katliamlarını izliyorlar ve İdlib’in de Halep gibi rejime teslim edilmesi için adeta gün sayıyorlar. Öyle ki Cumhurbaşkanı Erdoğan katliamları durdurmak bir yana dursun, Türkiye sınırına yığılacak göç dalgasından duyduğu endişeyi şu şekilde dile getiriyor: “Bombardımandan kaçan 80 binin üzerinde İdlibli kardeşimiz ülkemiz sınırlarına doğru göç etmeye başladı. Şayet İdlib halkına yönelik vahşet son bulmazsa bu sayı daha da artacaktır. Böyle bir durumda Türkiye bu göç yükünü tek başına taşımayacaktır.” Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise dün yaptığı açıklamada Türkiye’nin İdlib bölgesindeki saldırıların bir an önce durmasını, bunun yeni bir ateşkesle hayata geçirilmesini beklediklerini söyledi. Kalın, “Rus tarafından da temel beklentimiz bu” ifadesini kullandı.
Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti olarak açıkça ifşa ettiğimiz Türkiye’nin ihaneti olmasaydı, Rusya ve rejim güçleri bu kadar cesur olamazlardı. Başta Türkiye ve bölge ülkelerinin desteği olmasaydı, Amerika’nın planı çerçevesinde adım adım ilerleyen rejim güçleri bu kadar başarılı olamazlardı. Rusya, Amerika’nın Suriye’de 2015’ten beri kendisine verdiği öldürme, katletme ve yok etme rolünü icra ediyor. Aynı şekilde Türkiye sayesinde kurtarılmış bölgeleri tek tek rejim ile beraber ele geçiriyor. Kurtarılmış bölgelerdeki Türkiye ile bağlantılı grup liderlerinin ihanet dolu gizli anlaşmaları ve Türkiye’nin Astana üçlüsü ile yaptığı Soçi Mutabakatı sayesinde devrimin son kalesi olan İdlib yok ediliyor!
Rusya’nın ve zalim rejimin bu katliamlarının asıl amacı, İdlib halkını ve muhlis grupları ABD’nin “Siyasi Çözüm Planı’na boyun eğdirmektir. Gerçekler bu kadar açık iken Türkiye yöneticileri ihanetlerini gizlemek için utanmadan İdlib halkını düşünüyormuş gibi yapıyorlar. Meydanlarda konuşurken mangalda kül bırakmıyor, katillere karşı susuyor ve hâlâ yeni ateşkes anlaşmalarından bahsediyorlar. Sınırına sığınan İdlib halkının bu çaresizliğini kullanarak adeta istismar edercesine Avrupa’yı kapıları açmakla tehdit ediyorlar.
Ey Yöneticiler! Allah’tan korkun! Hiç mi hicap duymuyorsunuz! Sivil halkı, bebekleri, kadınları ve yaşlıları katleden dostunuz katil Putin’e neden dur demiyorsunuz? Bombardımanların sonucunda yanarak öldürülen bu çocukların görüntüleri hiç mi zorunuza gitmiyor? Hiç mi üzülmüyor veya hiç mi öfkelenmiyorsunuz? Bunlar yabancı değil, bunlar sizin Müslüman kardeşleriniz! Övündüğünüz güçlü ordularla kardeşlerinizi katledenlere haddini bildirmek yerine, çaresizliklerini siyasi istismar için kullanıyorsunuz. Yarın Hakk’ın divanında bu ihanetin bir hesabı olmayacak mı sanıyorsunuz?
وَلَا تَحْسَبَنَّ اللّٰهَ غَافِلًا عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَۜ اِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ ف۪يهِ الْاَبْصَارُۙ
“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.” [İbrâhîm 42]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi |
H. 11 Receb 1441 |