-Basın Açıklaması-
Özbekistan’da Daveti Taşıyanlar İslam Ağacını Kanları ile Sulamak İçin Israr Ediyorlar
H. 29 Zilhicce 1434 / M. 26 Ekim 2013
Taşkent doğumlu 35 yaşındaki kardeşimiz Semerdin Sirac Dinoviç İnşaAllah şehit olarak hakkın rahmetine kavuşmuştur. Kardeşimiz Özbekistan zalimi Kerimov rejiminin kökünü kazımak ve Nübüvvet metodu üzere Râşidi Hilafet Devleti kurmak için Hizb-ut Tahrir saflarında çalışıyordu.
Semerdin Sirac Dinoviç -Allah rahmet etsin- daha genç yaşında ciddiyetiyle, çalışkanlığıyla ve zekâsıyla seçkindi. Orta, lise ve üniversite eğitimi boyunca akranları arasında zekâ ve üstün başarısıyla sivrilmiş, Taşkent’teki İmam Buhari Üniversitesinden üstün başarı ile mezun olmuştu. Sonra zekâ ve keskin duygusu ile rejimin bozukluğunu ve Özbekistan’da Müslümanlar üzerinde gerçekleşen zulmü fark etmesi ile birlikte Hizb-ut Tahrir’e yöneldi. Hizbin saflarına katılmak için fikirlerini ve amacını tanıdı. Sonra İslami hayatı başlatmak için Hizib ile çalışmaya başladı. Hiç bir kınayıcının kınamasından ve zalimlerin takibinden korkmadı, çekinmedi.
1999 yılında İslam karşıtı ve Müslümanların kanına susamız mücrim Yahudi Kerimov rejimi Semerdin’i tutukladı. Sonra da 17 yıl hapis cezasına çarptırdı. Avını gözetleyen hayvanlar gibi zalim rejim, kardeşimizi öldürmek için uygun bir fırsat kollayarak Ceslik ile Zarafshan’daki 64/48 numaralı Mustamer hapishaneleri arasında dolaştırıp durdu. Alışkanlığı üzere zalim rejimin uşakları, mücrim akıllarının üreticiliği ve hasta psikolojilerinin vesvesesi ile Semerdin’i akidesinden saptırmak, fikirlerinden vazgeçirmek ya da gayesinden alıkoymak için her türlü işkence ve aşağılama üsluplarını, araçlarını kullandılar. Ama arzu ve emelleri kendisini Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya adayan bir kişinin sebatı karşısında sert bir kayaya çarpmıştı. Arzularının gerçekleşmediğini gören zalimlerin kalplerinde daha çok sıkıntı oluştu ve sonunda onu öldürmeye karar verdiler. Bilfiil de kardeşimizi öldürdüler.
21 Ekim 2013 tarihinde gecenin geç saatlerinde, özel kuvvetler ve yerel polis üyeleri şehit kardeşimizin ölü cesedini ailesine teslim etmek için getirdiler. Pak ve temiz vücudu üzerinde işkence morlukları ve belirgin yara izleri vardı. Mahkûmlar ve en son Semerdin’i gören akrabaları sağlık durumunun iyi olduğunu, hiç bir şikâyetinin olmadığını teyit ettiler. Bu nedenle şehit kardeşimizin ailesi otopsi sonucunu talep etti. Sonuçlar korkunçtu. Çünkü raporda Semerdin’in beynine aldığı darbe yarası, kırık kafatası ve beyin kanaması sonucunda öldüğü yazılı idi. Vücudundaki tüm kemikler kırılmıştı. Bu iğrenç suçu gizleme girişimi olarak Kerimov’un zalim köleleri, sabah namazından sonra kardeşimizin defnedilmesini talep ettiler. Hatta kendileri yıkamak, mezar kazmak ve defnetmek istediler. Rejimin uşakları, talimatlarına uymadıklarında aile fertlerini tutuklamakla tehdit ettiler. Bu tehdit altında şehit ailesi, akraba ve konu komşularının yokluğunda cenazeyi defnettiler.
Allah Subhânehu ve Teâlâ kardeşimiz Semerdin’i şehitler zümresinden kabul eylesin. Onu şehitlerin efendisi makamına nail eylesin. Allah Subhânehu ve Teâlâ ailesine sabır ve sebat, metanet telkin eylesin. Onu Kıyamet günü onlara şefaatçi kılar İnşaAllah. İbn Hibbân Ebu Derdâ’dan şunu rivayet etti: Ben Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i şöyle derken işittim: الشهيد يشفع في سبعين من أهل بيته “Şehit, ailesinden yetmiş kişiye şefaat edecektir.”
Mücrim Yahudi Kerimov’un zebani ve cellatlarına gelince, biliniz ki Hilafet Devleti kapınızdadır, çok yakındır. Onun için kendinizi silkeleyin ve Kerimov’un ellerinden kurtulun, Müslümanlara işkence ve eziyet etmekten vazgeçin. Aksi takdirde Hilafet Devleti kurulduğunda siz de bu durumda olursanız ne yazık ki sizi görmezden gelmeyecek, size karsı şefkatli ve merhametli olmayacaktır. O gün yaltaklanmanız ve yalvarışınız fayda veremeyecektir. Dünyada durum böyledir. Ahiret azabı ise daha şiddetli ve daha korkunçtur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor: وَكَذَلِكَ أَخْذُ رَبِّكَ إِذَا أَخَذَ الْقُرَى وَهِيَ ظَالِمَةٌ إِنَّ أَخْذَهُ أَلِيمٌ شَدِيدٌ “Zalim memleketlerin halkını yakaladığında, Rabbinin yakalaması işte böyledir! Şüphesiz O’nun yakalaması can yakıcı ve şiddetlidir.” [Hud 102]
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu
Adres: el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Tel: 0096 113 07 59 4 Gsm: 0096 171 72 40 43 E-posta: [email protected]
www.hizb-ut-tahrir.org | www.hizb-ut-tahrir.info |www.turkiyevilayeti.com