-Basın Açıklaması-
Ey Başbakan Niçin Hakkı Gizliyorsun?
Niçin Laiklik İslam İle Asla Bağdaşmaz Demiyorsun?
H. 06 Safer 1435
M. 09 Aralık 2013
08 Aralık Pazar günü Tekirdağ’da halka hitap eden Başbakan Erdoğan; yabancı devletlere yaptıkları resmi ziyaretlerde kendilerine laiklik konusundaki düşüncelerinin ne olduğunun çok defa sorulduğunu ve bu tür sorulara şu cevabı verdiklerini söyledi: “Bizim partimizin laiklik anlayışında devlet laiktir, insanlar laik olmaz. Devlet tüm vatandaşlarına eşit mesafededir. Onun inancını güvence altına alır ve her inanç grubu da inancını inandığı gibi yaşar. Laiklik budur. Ben Müslüman bir insan olarak laik bir devletin yöneticisiyim. Şu anda da bu tanım içerisinde tüm vatandaşlarımı idare ederim.”
Türkiye’deki laiklik tartışmaları Hilafet’in yıkılmasından bugüne devam etmektedir. Hilafet’in kaldırılmasının ardından kurulan bu küfür devletinin İslam düşmanı yöneticileri, kurdukları bu devleti laiklik esasına dayandırdıkları gibi Müslüman halkı da batı hayat nizamına boyun eğdirmek için ezdiler, sürgün ettiler, darağaçlarında sallandırdılar. Bütün bu zulümlere direnen ve akidesinden ödün vermeyen Müslümanların zihinlerini bulandırma işi ise Ak Parti yöneticilerine kaldı. Hem demokrat, hem laik, hem de Müslüman kimliğini aynı bedende taşıyabilen bir kişiliği batılı kafirlere sunabilmek için ne hallere giriyorlar. Bir Müslüman olarak Başbakan Erdoğan’a laiklik hakkındaki düşünceleri sorulduğunda nasıl bir cevap vermeliydi? “Laiklik düşüncesi dini hayattan, devletten ve toplumdan ayıran bir düşüncedir. İslam ile asla bağdaşmaz. Ben Müslüman’ım Onun için Laik olamam ve Laik bir düzeni idare edemem.” demeli değil miydi? Peki Başbakan Erdoğan, “İnsanlar laik olmaz, devlet laiktir” diyerek ne yapmak istemektedir?
Başbakan Erdoğan, İslam’ın mı yoksa Laikliğin mi cahilidir? Devlet laiklik esası üzerine kurulmuşsa yasalarını bu esas üzere çıkarır ve kanunlarını buna göre uygular. Başbakan Laik bir devletin yöneticisi olmayı ne kadar masumane bir şekilde tarif etmektedir. Allah İslam’ın hükmünün dışında bir şeyle hükmetmemeleri konusunda yöneticileri uyardığı halde, bir Müslüman olarak laik devletin yöneticisiyim nasıl diyebilmektedir?
وَأَنِ احْكُم بَيْنَهُم بِمَآ أَنزَلَ اللّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَن يَفْتِنُوكَ عَن بَعْضِ مَا أَنزَلَ اللّهُ إِلَيْك “Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın.” (Maide 50)
Ey Müslümanlar!
Allah Subhanehu Ve Teâlâ Müslümanlar için hayat nizamının açık bir şekilde, sadece İslam olduğunu beyan etmiş, İslam’ın hükümlerinin çarpıtılmasına karşı yöneticileri dikkatli olmaya çağırmıştır. Bu emir sadece Allah Rasul’ü Sallallahu Aleyhi Ve Sellem için gelmemiştir. Bilakis tüm yöneticileri kapsamaktadır. Bu nedenle yöneticilerinizi İslam’ın esaslarına bağlı kalmamaları durumunda uyarmanız vaciptir. İktidar olmaları gereği sizleri demokratik kazanımlar adı altında boş safsatalı vaatler uğruna oyalayan yöneticilerinizi Allah’ın azabı ile uyarın. Unutmayın ki eğer sizlerde hak olmayan bir yolda bu yöneticilerin ardına takılıp onları desteklerseniz her iki dünyada da ziyanda olursunuz.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti
Medya Bürosu
www.hizb-ut-tahrir.org| www.hizb-ut-tahrir.info| www.turkiyevilayeti.com