Basın Açıklaması
Asıl Barbarlık, Eşrefi Mahlûkatın Efendisi İle Alay Etmektir
H. 19 Rabiu’l Evvel 1436
M. 10 Ocak 2015
Haftalık hiciv dergisi Charlie Hebdo saldırısının ardından ve on iki kişinin ölümüyle birlikte bazı medya, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret içerikli tartışmalı karikatürleri yayımlama niyetlerini bildirdiler. İslamofobi Almanya’da tavan yaptı. Öyle ki müzeler, ifade özgürlüğünü desteklemek amacıyla Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret içerikli ve alaycı karikatürleri sergileme kararı bile aldılar! Radyo Moskova da -Echo Moskova-, “Charlie Hebdo çalışanlarının öldürülmesine bir tepki olarak Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in karikatürlerinin yeniden yayımlanmasını ister misiniz” sorusu üzerinde yapılan oylamanın ardından çağrıya yanıt vererek iğrenç karikatürleri yeniden yayımladılar.
Batı, Fransız hiciv dergisine yapılan saldırıyı kapitalist ideoloji ve değerlerine yapılmış bir saldırı olarak kabul etti ve İslam’ı doğrudan ve birinci düşman olarak gördü. Ama İslam’a ve onun sembollerine karşı yapılan hakaret ve alay kapısını kimin araladığını unuttu. İngiltere Başbakanı David Cameron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel “Teröristlerin demokratik değerlerimizi ve ifade özgürlüğünü yok etmelerine asla müsaade etmeyeceğiz.” açıklamasını yaptılar. Eski Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy de “Mesele demokrasi ya da cumhuriyet meselesi değil, medeniyet meselesidir. Yönelimleri ne olursa olsun tüm vatandaşlar, medeniyet düşmanlarına karşı mücadele etmek için birleşmelidirler.” ifadesini kullandı. Rus muhalif lider Mikhail Khodorkovsky de “Eğer gazeteciler saygın insanlarsa, o zaman Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret içerikli karikatürleri yeniden yayımlamaları gerekir.” açıklamasını yaptı. Görüldüğü gibi Batı, Müslümanlardan sanki şunu talep ediyor ya dininiz ve Nebinizin ayaklar altına alınmasını kabul edeceksiniz -ki bu demokrasidir- ya da size karşı savaş ilan edeceğiz!
Biz de burada bu vesileyle şunu vurgulamak isteriz ki, Âdemoğullarının efendisine ve eşrefi mahlûkatın en hayırlısına hakaret ederek saldırmak, asıl barbarlıktır. Gerekçesi ne olursa olsun biz bu gazetecilerin öldürülmesi ile sorunun çözüleceğini kabul etmemekle birlikte Müslümanların mukaddesatına saygın gösterilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Bu konuda ileri sürülen özür ve bahane ne olursa olsun asla kabul edilemez.
Haftalık hiciv dergisi Charlie Hedbo konusuna gelince, onun medeniyet, sağduyu ya da siyasi cesaretle hiç bir ilgisi yoktur. Boğucu mali kriz ile boğuşan dergi, neredeyse kapanmak üzereydi. Tirajı, 30 bin, hatta çok daha düşüktü. Onun için bu mali krizden kurtulmanın yolunu karikatürler yayımlamakta buldu.
Burada 2008 yılındaki olayı da hatırlatmakta fayda vardır, Charlie Hebdo, Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin oğlu John’un karikatürünü yayımlayınca medya krizine neden olmuştu. Ardından gazeteci özür dilemeyince de gazeteden kovulmuştu. Ama mesele Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem ile ilgili olunca basın özgürlüğü oluyor! Bunun, Batının sabah akşam övündüğü demokrasi ve ifade özgürlüğü ile ne ilgisi var? Tüm bunlar, kutsal sayılanlara yapılan hakareti Müslümanları kabul etmeye zorlamak içindir. Sonra da bunu kabul etmeyip saldıranlar da terörist ve aşırılık yanlısıdır.
İşte demokrasinin gerçek yüzü budur. Hangi kriter ve standartları göre ölçüyorsunuz. Tabii ki Batı çıkarlarının gerektirdiği gibi. Bu yüzden birkaç kişinin öldürülmesi terörizm ve vahşet olarak kabul ediliyor, ama dünyanın her köşesinde öldürülen yüz binlerce çocuk, kadın ve yaşlılar ise kale bile alınmıyor! Bu kapitalist sisteme göre kutsal diye bir şey yoktur. Onun için kapitalizm, çürük, köhnemiş ve insanlık düşmanı barbarca bir sistemdir.
Hizb-ut Tahrir
Medya Bürosu
Rusya