-Basın Açıklaması-
Şam Halkının Haykırışlarını İşitecek Bir Mu’tasım Yok Mudur?
H. 28 Şevval 1434 / M. 04 Eylül 2013
01.09. 2013 pazar günü, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el-Faysal Kahire’de düzenlenen Arap Birliği Bakanlar toplantısında yaptığı konuşmada “Suriye halkını kurtarmaya yönelik bir hareketlilik, yabancı müdahale olarak kabul edilmemeli… Bu halk tamamen helak olmadan önce Suriye halkına karşı yapılan bu zulmü durdurmak için uluslararası toplum, tüm çabalarını sarf etmelidir” dedi.
Biz, Kahire’deki toplantıda hem el-Faysal’ı dinleyen Ruveybida’lara hem de ona soruyoruz;
İçinizde Mu’tasım gibi bir kahraman nerede? Şam zalimine bir son vermek için kâfir lider ve ordularına yalvarmaktan utanmıyor musunuz? Sizler de onun gibi zorba ve zalimlersiniz! Ordu adına ümmetin servetlerini yağmaladığınız ve hala da yağmalamayı sürdürdüğünüz ordularınız nerede? Ümmet sizin zulüm ve ihanetiniz karşısında kıvranırken ve inim inim inlerken, yoksa siz orduları mahşer günü için mi topluyorsunuz?
Ey İslam Ümmeti!
Artık bu sözde liderlerin gerçek yüzü açığa çıkmıştır. Onlar içerisinde Mu’tasım gibi hamaset sahibi bir kimse yoktur. Bilakis onlar, kadın ve çocukların himayesini düşmanları olan Haçlılardan umuyorlar, bekliyorlar. Haçlılar ki, ne bir zimmet ne de bir ahit gözetir. Bizler henüz onların yaptıkları katliamları unutmuş değiliz. Bu liderler hakkında bakın şair ne kadar da güzel söylemiş: “Ya Rab! Yetim kız çocuklarıdır yetiş Mu’tasım diye haykıran, isimler işittiler ama Mu’tasım gibi kahraman görmediler, çoban sürüye saldırırsa, kurt kuzuyu kapar.”
Kahire’de toplanan el-Faysal ve beraberindekilere şöyle sesleniyoruz; sizler yakînen, kan akıtmanın ve masum insanları katletmenin haram olduğunu biliyorsunuz! Yine sizler, zevki sefa içinde batıdaki efendilerinize hizmetle meşgul olan Ruveybida’lar olduklarınızın da farkındasınız! Biz sizlerde ne şimdi, ne daha önce, ne de sonra, Yahudileri cürümlerinden alıkoyacak onurlu bir rol, bu rolü ifa edecek bir azim ve kararlılık göremedik, göremiyoruz.
Ama biz, kalbinde zerre miktarı iman olan kimselere, kahramanlara, ordudaki subaylara, bu zillet ve horlanmışlığa dur diyebilecek herkese sesleniyoruz;
Allah’u Teâlâ’nın şu buyruğunu işitmediniz mi?
وَمَا لَكُمْ لاَ تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاء وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيرًا “Size ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu kasabadan çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diyen mustazaf erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?” [Nisa 75]
Yine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözünü duymadınız mı?
إنما الإمام جنة يقاتل من ورائه ويتقى به“İmam ancak bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur” [Müslim] “İmam, ancak bir kalkandır” sözü, yani zırh demektir. Çünkü zırh, düşmanı Müslümanlara eziyet etmekten alıkoyar. İslam’ın özünü himaye eder. “Onun arkasında savaşılır” demek, onunla birlikte kâfirlere, haddi aşanlara, bozgunculara, zalimlere karşı savaşılır, demektir. [Sahih-i Müslim Şerhi]
Sizler, kahramanlar ve adam gibi adamlar yetiştiren bir ümmetin evlatlarısınız. Haydi, Rahman’a itaat ve Halife’ye biate koşun. O Halife ki, Allah’ın dinine yardım etmek ve kelimesini yüceltmek amacıyla sizlere hem liderlik hem de komutanlık edecektir. Sizlerin her iki diyarda da izzet ve şerefe nail olmanızın yolu budur. Yakında Allah’ın yardım ve inayetiyle mutlaka ve kesinlikle helak olacak Firavunun orduları olmaktan sakının.
وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ
“Allah, emrine galiptir, fakat insanların çoğu bilmezler” [Yusuf 21]
حزب التحرير
Osman Bahhâş
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Müdürü
Adres: el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Tel: 0096 113 07 59 4 Gsm: 0096 171 72 40 43 E-posta: [email protected]
www.hizb-ut-tahrir.org | www.hizb-ut-tahrir.info |www.turkiyevilayeti.com