Home / News / HİZB-UT TAHRİR / BASIN AÇIKLAMALARI / İşgalci Yahudi, Uysal Koyunun Cezasından Emin Olduğu İçin Cürümlerini Artırdı
islam devleti default

İşgalci Yahudi, Uysal Koyunun Cezasından Emin Olduğu İçin Cürümlerini Artırdı

 

-Basın Açıklaması-

İşgalci Yahudi, Uysal Koyunun Cezasından Emin Olduğu İçin Cürümlerini Artırdı

H. 02 Muharrem 1435
M. 05 Kasım 2013

Son günlerde Yahudi varlığı tarafından Filistin’e, halkına ve mukaddesatına karşı yürütülen saldırıların şiddeti arttı. Kudüs, el-Halil ve Batı Şeria’nın diğer bölgelerinde yerleşim alanları genişletildi, bu yönde teşvikler oldu, suikastlar yapıldı, Kudüs çevresindeki evler yıkıldı, mülkiyetlere saldırılıp çiftlikler yakıldı. Mescidi Aksa’nın hürmeti çiğnendi. Temellerinde kazı çalışmaları yapıldı. Mescidi Aksa’yı Müslümanlar ile Yahudiler arasında bölmek hazırlıkları, bu cürümlerin en sonuncusudur. Bu cürümler, Mescidi Aksa’yı bölmek ve Yahudilerin orada yasal olarak ibadet etmelerini sağlayacak karar tasarısının Yahudi Parlamentosu Knesset’te görüşülmesi ile eş zamana denk geldi. İşgalci varlığın Ürdün Vadisi’nde duvar inşasına başlama niyetine dair sinyallerin varlığı da cabası. Arap Dışişleri Bakanlarının Kahire’deki toplantılarının ardından işgalci Yahudilerin işledikleri cürümlere karşı verdikleri yanıt, tam bir rezalet ve utanç vericidir. Zira “İsrail”in bu hunharca uygulamalarının konuşma masasına konmak için BM Genel Kurulu ve UNESCO’ya başvurmak kararı aldılar. Biz Hizb-ut Tahrir olarak işgalci Yahudi varlığının suçlarına karşı verilecek gerçek yanıtın şu şekilde olması gerektiğine inanıyoruz: Bu varlığa karşı ümmetin orduları harekete geçirilip işgalci varlık ortadan kaldırılmalı, tüm Filistin ve halkı kurtarılıp Mescidi Aksa işgalci cürümlerden temizlenmelidir.

Bu bağlamda şunları vurgularız:

İşgalci varlığı, Filistin halkının kanlarını akıtmaya ve cürümlerini artırmaya sevk eden unsur, Arap rejim ve otoriteleri tarafından verilen alçakça ve utanç verici yanıtlardır. Yahudiler lehine Filistin’in çoğunda vazgeçen, mücadeleyi uluslararası örgütler aracılığıyla 67 sınırları ile belirleyen, 48 yılındaki işgal topraklarında Yahudi varlığının meşruiyetini güvence veren otorite, ihanetvâri müzakerelere Amerika tarafından rezil rüsva edildikten sonra tekrar geri döndü. Tükürdüğü kibirli demeçleri geri yaladıktan sonra müzakereleri dönmeyi kabul etti. Hem de yerleşkeler durdurulmadan ve müzakereler için hiç bir net temeli olmadan masaya tekrar oturdu. Alçak otorite, işgalci kuvvet ile güvenlik koordinasyonunu, kültürel ve ekonomik normalleşme sürecini sürdürmektedir. Filistin ve halkını işgalci varlığın kollarına atan, Filistin’i kurtarmak için ordularını harekete geçirmeyen Arap rejimlerine gelince, işgalci varlığın güvenliğini korumak için birbirleri ile adeta yarışırcasına mücadele ediyorlar. Güvenliğini koruyan anlaşmalar yoluyla işgalci varlığı her taraftan sağlam güvenilir bir kale haline getiriyorlar. Ürdün, Suriye ve Mısır cürümsel anlaşmalar imzaladı. Lübnan’daki İran hizbi, işgalci kuvvet ile ateşkes imzalayarak silahını Şam’daki kardeşlerimize doğru yöneltti. 40 yılı aşkın süredir işgalci varlığın sınırlarını koruyan Suriye zorbasını destekledi. Mübarek döneminde Mısır rejimi, işgalci varlığın dışişleri bakanı daha Kahire’de iken Gazze’ye savaş ilan etmesine izin verdi. Mursi döneminde ise Hamas hükümetinin işgalci varlık ile güvenliğini koruyacak ve tüm grupların bağlı kalacağı bir ateşkes imzalamasını sağladı. Mursi ve darbeciler döneminde Mısır kuvvetleri Sina’daki direnişçilere şiddetli saldırı başlattılar. Yahudi varlığının güvenliğini sağlamak için tünelleri yıktılar. Otorite ve uysal koyun rejimlerin döktükleri timsah gözyaşları, cürümlerini temizlemiyor. Onlar, devam edegelen cürümlerde işgalci varlığın ortaklarıdır. Yahudi varlığının sınırlarını koruyan onlardır. Filistin sorununu, Amerika, Rusya, Avrupa gibi ümmetin düşmanlarının ellerine attılar. BM ya da yan kuruluşları türünden zalimane ve mücrim uluslararası örgütlerin merhametine bıraktılar. Onlar, ümmet tarafından gırtlakları sıkılacak, suçlarına karşılık cezalandırılacakları günü bekliyorlar. Elbette ahiret azabı daha şiddetli ve daha büyüktür, keşke bilselerdi. Hem Filistin hem halk hem de Mescidi Aksa, orduların tekbirlerinin yükseleceği günü bekliyor. O gün uçaklar, toplar ve orduların kurşunları, Yahudilerin kalelerini ve duvarlarını dövecek, onları bu işgalci varlığın ve işbirlikçi otoritenin cürümlerinden kurtaracaktır. İşte Hizb-ut Tahrir o gün için ümmetin liderliğini almak ve onu bir Raşid Halifeye teslim etmek amacıyla ümmet içinde ve ümmet ile birlikte çalışıyor. O Raşid Halife ki Allah’ın Şeriatını uygulayacak, Allah yolunda cihat edecek, Filistin halkının imanlı mutmain kalpler ile bekledikleri orduları harekete geçirecektir. O gün müminler zafer ile sevinecekler.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اصْبِرُواْ وَصَابِرُواْ وَرَابِطُواْ وَاتَّقُواْ اللّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

“Ey iman edenler! Sabredin. Birbirinize sabır tavsiye edin. Hazırlıklı olun ve Allah’tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.[Ali İmran 200]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Filistin Vilâyeti
Medya Bürosu

www.hizb-ut-tahrir.org| www.hizb-ut-tahrir.info| www.turkiyevilayeti.com

 

Ayrıca...

Tutuklamalar İle Ne Bizi Korkutabilirsiniz Ne de Hilafeti Engelleyebilirsiniz

22 Eylül 2020 Salı günü Antalya Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınan 14 Hizb-ut Tahrir mensubu …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir