-Basın Açıklaması-
Rejimin Halep Merkez Cezaevi Katliamına Başlaması Hakkında
H. 04 Muharrem 1435
M. 07 Kasım 2013
Ey Müslümanlar! Sednaya cezaevi katliamı, Suriye devrimine neden oldu. Şimdi de Halep merkez cezaevi katliamı, tüm Suriye halkına karanlık gelecek vaat eden mücrim rejimi ortadan kaldırmak için iyi bir neden olmalıdır! Suriye ikilemi için siyasal çözüm dedikleri Londra, Paris, New York, Moskova ve İstanbul protokol toplantılarının mürekkepleri daha kurumamış iken, mücrim rejim Suriye halkına karşı iyice hırçınlaştı ve bu tertemiz toprakların her tarafını kan gölüne çevirdi. Nebilerin, sahabenin ve tabiin topraklarını kan revan içinde bıraktı. es-Sefira katliamı ve Şam kırsalı, Humus, Hama kuşatmasından sonra Esed ve melun zümresi, Halep merkez cezaevi içinde korkunç bir katliam yaptı. Oradaki iblislerine savunmasız mahkûmlara saldırma talimatı verdi. Korkudan diken üstünde duran mahkûmlar hücrelerinde buldukları her şeyle kendilerini korumaya çalıştılar. Esed çeteleri oradaki kahramanlara RPG ile saldırdılar. RPG, bir anti-tank silahıdır. Onunla yanlarında hiçbir silah ve bıçakları olmayan savunmasız insanları bombaladılar. İki yiğit kahraman şehit düştü. Biri İnşallah şehit olan Ebu Cafer Ömer Osman’dır. Diğer ise atılan üç kurşunla ayaklarından yaralandı. Ayaklarından akan kan diğer yaralıların yanına kadar ulaştı. Yaralıların imdadına yetişen ve hemen Halep merkez cezaevine koşuşturan kardeşleri dışında, Beşşar zalimlerinin, asrın Firavun ve Nemrut’un ordularının istibdadının sona ermesi dışında hiç bir kurtuluş umutları yoktu.
Bize ulaşan görüntülü haberler, insanlık alnına kara leke olarak sürülen bu gerçekleri doğrular ve sözde uluslararası toplumun Suriye’deki Müslümanlara olan nefret boyutunu ortaya koyar niteliktedir. Çünkü Müslümanlar, Amerika’nın bir uydusu olmayı reddederek Allah’a itaati seçtiler. Bölgede Amerikan ajanı Beşşar ve diğer Amerikan ajanları karşısında güçlü durdular. Suriye devrimi, İran ve Lübnan’daki Hizbinden başlayarak, Irak’taki Maliki’sine, Türkiye’deki Erdoğan’ına Arap ve Müslümanların diğer Amerikan kölelerine kadar hepsinin içyüzünü deşifre etti. Allah Subhânehu ve Teâlâ bu zalimleri berhudar eylemesin, onlara ihsan etmesin. Allah’ın laneti bu zalimler üzerine olsun.
Ey devrimciler, Suriye devrimi ve İslam dinini savunanlar! Siz burada zalimlere meyleden ve onlara hüsnü zanda bulunan bir taifenin olduğunu biliyorsunuz. O taifeden bazıları Katar Bakanı ile bir araya geldi. Bazıları da Batılı büyükelçiler ve heyetler ile görüştü. Kimileri de sizi teskin etmek için Türkiye’ye gelen katil ve kalleş devletin büyükelçisi Robert Ford ile görüşmeye dönük adım atılmasına teşvik etti. Ne elde ettiler? Suriye devrimi onların meyletmelerinden ne kazandı? Hiç mi Allah Subhânehu ve Teâlâ’nınşu sözlerini okumadılar? وَلَا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُون “Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” [Hud 113] Ama biz aranızdan dinlerinde aşağılanmayı reddeden, koalisyon ve adamlarını kaldırıp bir kenara atan, Cenevre 1 ve 2 için eğilmeyi kabul etmeyen, İslami Devrim ve Suriye’nin geleceği için İslami Hilafet gereksinimi üzerinde ısrar eden kimseleri canı gönülden selamlıyoruz. Bizim, Allah ve Rasûlü’ne muhlis tüm Müslümanların, tüm takdir, saygı ve sebat duası, dünya ve ahirette Allah rızası onlar üzerine olsun. Muhammed Mustafa SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inhavuzundan afiyet içinde gönül rızası ile bol bol içsinler. Sonra asla susamayacaklardır. Bunlar ile birlikte Halep cezaevinde Müslümanların çocuklarının imdadına koşan, onları Allah ve din düşmanlarının pençelerinden kurtaran kimseler de o havuzdan bol bol kana kana içsinler temennisinde bulunuyoruz.