Home / News / HABER / DAVA / Yüce Hakikat Nedeniyle Hapse Atılmak

Yüce Hakikat Nedeniyle Hapse Atılmak

18 Aralık 2014 tarihinde Kazan Vatikhov Mahkemesi, zalimin zulmünden korkmadan sırf hak sözü söyledikleri için ümmetin en hayırlı temsilcilerini suçlu buldu.

Rusya Devleti, muhlis Müslümanlara karşı ağır cezalar vermeye devam ediyor. Konu ile alakalı Hizb-ut Tahrir Rusya Medya Bürosu Basın Açıklaması yayınladı.

İşte o Açıklama;

                                                                   Basın Açıklaması

Yüce Hakikat Nedeniyle Hapse Atılmak

18 Aralık 2014 tarihinde Kazan Vatikhov Mahkemesi, zalimin zulmünden korkmadan sırf hak sözü söyledikleri için ümmetin en hayırlı temsilcilerini suçlu buldu. Mahkeme, Hizb-ut Tahrir’in güzide üyesi Şeyh Dinov İldar ve Hasanov İzzet’i toplam on iki yıl yıl hapse mahkûm etti. Böylece güvenlik birimlerinin uydurmuş olduğu yalana ortak olmuş oldu. Bu gençleri tek suçu, cesurca İslami değerleri ve Müslümanları savunmaktı. Mahkeme ayrıca, 62 yaşındaki İlmir İmayev’i de yaşına bakmaksızın üç buçuk yıl cezaya çarptırdı. İlmir, çocuklarının dinini savunduğu ve Chistopol şehrine Müslüman tutuklulara yapılan acımasız işkence gerçeğine toplumun dikkatini çektiği için cezaya çarptırıldı. Bu Müslümanların tutuklanmasının nedeni, Allah’a olan sadakatleri ve mümin kardeşlerine olan düşkünlükleridir. Hizb-ut Tahrir’le birlikte İslam’a davet ettikleri için bir kaç kez cezaya çarptırıldılar, ama buna rağmen bunu hiç umursamadılar. Hasanov İzzet ve Şeyh Dinov İldar, kardeşlerine olan sevgi ve düşkünlüklerinden dolayı zalim yöneticinin karşısında hak sözü haykırmaktan asla korkmadı. Öyle ki bu gençler, İslam’a karşı yürütülen savaş politikasının durdurulmasını talep eden Hizb imzalı bir mektubu yetkililere vermek için hükümet binası ve istihbarat dairesine gittiler. Yetkililer, İlmir Amayev’i de birkaç kez hapisle tehdit ettiler. Fiziksel olarak engelli hale gelecek derecede işkence gören Chistopollu Müslümanların meselesini orada burada bahsetmekten vazgeçmesini ve Müslümanların yapmadığı bir şeyi itiraf etmesini istediler. Gençler, avukat ve insan hakları savunucularının dikkatini bu davaya çekmek için Moskova ve Kazan’da bir kaç kez yuvarlak masa toplantısı düzenlediler. Bunun sonucunda Chistopol’da Müslümanlara işkence edenlerin adlarına ulaştılar. Ardından da zaten tutuklandılar.

Bu Müslümanlar, Allah’ı razı etmek için yapmaları gerekeni yaptılar. Çünkü Allah’a olan imanları, İslam karalanırken, Müslümanlar en basit ritüelleri bile uygulamaktan bile alıkonurken öyle hiç bir şey yapmaksızın elleri bağlı oturup kalmaya mani oluyordu. İslam ümmeti, adam gibi adam duruşunu her zaman takdirle karşılamıştır. Bu tür tavırlar, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sahabesinin tavırlarına benzer. Ki onlar, Müslümanlar için bir rol modeli örneğidirler. Ayrıca mahkeme, 2012 yılında Müslümanların İslam bayrağı taşıyan araba konvoyu eylemini, yasadışı İslami kitaplar bulundurmayı, köprü ve sokaklarda İslam bayrakları dalgalandırmayı, Kur’an’ın yasaklanmasını protesto etmek için eylemler yapmayı da suç kabul etti. Yukarıda geçen eylemlerin aşırılık ile bir ilgisi olmadığını anlamak için kör olmak lazım. İslam’ı ve onun yüce değerlerini savunmak, her Müslümanın görev ve işidir. Hizb-ut Tahrir üyeleri ise bunu Allah’a kulluk olarak kabul ediyorlar. Rusya, Müslüman siyasi eylemcilerden ateşten korktuğu gibi korkuyor. Özellikle de İslam ideolojisinin doğasını bilip onu diğer insanlara yaymak için çalışanlardan çok tırsıyor. İşte Rusya’nın İslam’a karşı düşmanca politikasını nedeni budur. Bunun için Hizb-ut Tahrir üyelerini kovuşturmaya tabi tutuyor, yaptıkları herhangi bir eylemi suç olarak kabul ediyor. Çünkü Hizb, Rusya’da haksız yere yasaklandı. Üyeleri hukuken yargılanabiliyor. Onun için hâkimlerin suçun varlığını ispat etmelerine gerek bile yoktur. Sadece kişinin Hiziple olan ilişkisini ispat etmeleri yeterlidir. Ki bu da zaten yasa dışı kabul ediliyor. Kişi Hizbi olduğunu inkâr etmezse, diğer suçlamalar normaldir ve dikkat bile çekmiyor. Şeyh Dinov İldar, olanları şöyle anlatıyor: “Mevcut davalar, politik davalardır. Onlar, bizi inancımız ve siyasi kanaatlerimizden dolayı yargılıyorlar. Başka bir deyişle yüce hakikat nedeniyle yargılıyorlar. Bilirkişilerin sözleri gibi diğer meseleler ise sadece bu davaya suç vasfı kazandırmak içindir. Hizb-ut Tahrir, hiç bir zaman terörist grup olmadı ve olmayacaktır.” Ebu Hurayra’dan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediği rivayet edildi:

لا تزال طائفة من أمتي ظاهرة على الحق لا يضرها من خالفها “Ümmetimden bir grup hâlâ hak üzerinde olmaya devam edecektir. Onlara karşı çıkanlar onlara zarar vermez.” [İbn Mace]

Orijinal Açıklama;

Hizb ut tahrir

Ayrıca...

Gaziantep’te Köklü Değişim “HİLAFET” sayısını tanıttıkları için 7 Müslüman’a Gözaltı

Şanlıurfa’dan sonra Gaziantep’te de Köklü Değişim Dergisi’nin “Hilafet” kapak konulu Mart sayısını tanıttıkları ve yaptıkları …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir