بسم الله الرحمن الرحيم
Basın Açıklaması
Türkiye, İslam İle Savaşmak Üzere Amerika Önderliğindeki Uluslararası Koalisyona Katılıyor
Geçtiğimiz günlerde Türkiye ile Amerika arasında bir mutabakata varıldığı bildirildi. Varılan mutabakata göre Türkiye, Amerikan uçakları tarafından kendi hava üslerinin kullanmasına izin verecek. Diğer yandan ise Türkiye, Suriye’de güvenli bölge oluşturulması konusunda uluslararası topluma yönelik taleplerini yineledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, CNN Türk televizyonuna yaptığı açıklamada, “Şimdi Suriye’de bu güvenli bölgeyi oluşturmanın zamanı geldi.” dedi. Ve “ABD ile varılan mutabakatın Suriye’nin geleceği için ılımlı muhalifleri desteklemeyi de içermesi gerektiğini” söyledi. Amerika, bu mutabakat ile Türkiye’yi Amerika önderliğinde uluslararası koalisyon tarafından yürütülen terörizmle mücadeleye resmen ortak etmiş oldu. [Gizli sloganı ise İslam’a karşı savaştır] Ayrıca Cenevre anlaşmasını uygulamak için zemin hazırlama hattına da müdahil etmiş oldu. Bu mutabakat ile Türkiye, Amerikan ajanı olduğunu ortaya koydu. Böylece bu gerçeği görmeyenlerin gözleri önündeki sis perdesi kaldırmış oldu.
Davutoğlu’nun, güvenli bölge oluşturulmasının amacı, Suriyeli mültecilerin kendi vatanları içinde kalmalarını sağlamak ve orada güvenli bir alan oluşturmaktır sözleri, gerçekleri maniple etmekten başka bir şey değildir. Çünkü güvenli bölge konusu, bu bölgeler kim tarafından doldurulacak bağlamında zikredilmiştir. Davutoğlu’nun yaptığı açıklamadan da açıkça anlaşılıyor ki bu bölgeleri Amerika’nın eğittiği ılımlı muhalif silahlı gruplar dolduracaktır. Bu grupların, Türkiye ve Suudi Arabistan gibi Amerika’nın kuklası olan bölge ülkeleri ile ilişkileri vardır. Ayrıca orada verilecek hizmetler ise kuşkusuz başarısız geçici ajan hükümet tarafından doldurulacaktır. Amerika, bu gibi adımlar ile İslami projeye darbe vurmak, dini hayattan ayıran demokratik sivil devlet kurarak kendi projesini hayata geçirmek amacındadır. Sonra hepimiz biliyoruz ki bu alanları ılımlı silahlı muhalif gruplara teslim etmek, Suriye’yi iç savaşa sürükleyecektir. Bu durumda Türkiye, Davutoğlu tarafından yapılan açıklamada da belirtildiği gibi ılımlılar tarafında yani ABD yanında yer alacaktır!
Amerika, kendisine sadık ajanlar eğitmede başarısız oldu. Zira binlerce muhalifin eğitilmesi planlandı, ama sadece onlarca hain bu eğitime yanıt verdi. Ulusal Koalisyonu insanların temsilcisi yapamadı. Geçici hükümet için kurtarılmış alanlara girişine izin verecek bir halk tabanı oluşturamadı. Ve Allah’ın izniyle oluşturamayacak da. Müslümanlar şunu iyi bilsin ki Türkiye, Suudi Arabistan ve Ürdün gibi bölge ülkelerinin tehlikesi, Amerika’nın müdahale tehlikesinden geri kalır değildir. Çünkü bu tehlike, Müslümanları koruma ve kollama iddiasıyla örtbas ediliyor. Oysa bu ülkeler, Batılı efendilerinin çıkarlarına hizmet etmek amacıyla İslam karşıtı politik tavır karşılığında silah ve para veriyorlar.
Ey Biladu’ş Şam’daki sabırlı Müslümanlar! Kendini devrime adamış bir halkı ve yalnızca Allah’ın lütfu sayesinde Suriye devrimi devam etmektedir. Ve düşmanların korkulu rüyası olmayı da sürdürecektir. Samimi insanların artan gayret ve çabaları sayesinde de Allah’ın izniyle zafer onların olacaktır. Kuşkusuz Suriye’de, savaşçı, cesur samimi gruplar yanı sıra Suriye’ye karşı kurulan bütün komploları deşifre eden yiğit insanlar da var. Bunlar, kâfirler tarafından Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e kurulan komploları ifşa eden Kuranı Kerimin yolunu takip ediyorlar. Bu siyasi uyanıklığa sahip insanların tek amacı, Suriye devrimini Allah ve Rasûlü’nün sevdiği bir rejim ile taçlandırmaktır. O halde gelin tüm temiz ve muhlis çabalar, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem‘in metodu üzerinde yürüme konusuna odaklansın:
وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ “O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum 4-6]
Hizb-ut Tahrir Medya Bürosu Suriye Vilâyeti |