Home / News / HABER / YORUM-İKTİBAS / Ameliyat Üzerine Ameliyat! / Yılmaz Çelik
islam devleti default

Ameliyat Üzerine Ameliyat! / Yılmaz Çelik

Dün Diyarbakır’ın Çınar ilçesi ve bir gün önce de İstanbul Sultanahmet patlamaları, sömürgeci kâfirlerin bir kez daha Türkiye üzerinde çok rahat bir manevra alanına sahip olduklarını ve bu topraklar üzerinde ameliyat üzerine ameliyat yapmış olduklarını çok açık bir şekilde göstermektedir. Bu saldırılarda başta içlerinde yabancı uyruklu şahıslar olmak üzere çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş ve onlarca kişi de yaralanmıştır. Öncelikli olarak Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet ve yakınlarına sabrı cemîl ve yaralı olanlara acil şifalar dilerim.

 

Nasıl ki Suriye’de yaşamını yitiren Müslümanların ölüm haberlerini normal karşılıyorsak, artık bu ülkede de her gün yaşamını yitiren onlarca kişinin ölüm haberini de normal karşılamaya başladık. Artık her şey sıradanlaştı! Bizim için bir anlam ifade etmemeye başladı! Ne diyelim? Rabbim bizlere Müslümanların derdi ile dertlenmeyi nasip etsin.

Bundan bir gün önce DAİŞ tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen İstanbul Sultanahmet saldırısının üzerinden bir gün dahi geçmemişken, PKK tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen, Diyarbakır’ın Çınar ilçesine böyle bir saldırının düzenlenmiş olması akıllarda birçok soru işaretini meydana getirmiştir. Saldırı veya saldırılar kimler tarafından gerçekleştirilmiştir? Bu saldırılar ile ne hedeflenmiştir? Yine bununla birlikte geçtiğimiz sene meydana gelen, Diyarbakır ve Ankara patlamalarının bu son olaylarla bir bağlantısı var mıdır yoksa bunları birbirinden ayrı mı değerlendirmek gerekir?

Bilindiği üzere Doğu ve Güneydoğu’da şiddet olayları devam ederken ve bu şiddeti sonlandırmada emniyet güçlerinin operasyonları sürerken bu tür saldırıların meydana gelmesi hem düşündürücü hem de Türkiye’nin stratejik ve coğrafi açıdan önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Özellikle de Suriye kıyamı devam ederken… Çünkü bu tür saldırıların Suriye’de gelişen bir takım siyasi olaylarla bağlantısının olduğunu tahmin etmek çok da güç olmasa gerek. Bir önceki makalemde Suriye kıyamı devam ettiği sürece burada olayların sona ermesinin mümkün olamayacağını ve buna bağlı olarak İngiliz yanlısı Cemil Bayık’ın bu olayları daha da genişleterek ve derinleştirerek başka bölgelere yaymak istediğini beyan etmiştim. Yine buna bağlı olarak Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan son olaylarla ilgili olarak Murat Karayılan’ın yapmış olduğu son açıklamasında “Doğu ve Güneydoğu’nun intikamı alınacaktır.” ifadesinin bu çatışmanın çok şiddetli geçeceğinin ve uzun süreceğinin bir göstergesi olarak yorumlanması mümkündür. Dolayısıyla Suriye’deki savaşın bir benzerinin Türkiye’de de gerçekleştirilmesi yani Türkiye’nin Suriyelileştirilmek istendiğinin altını çizmiştim.

Bu konuda hem Başbakan Davutoğlu’nun hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olayların bitirilmesi yönünde kesin bir tarih veremeyişleri bu söylediklerimi daha da kuvvetlendirmektedir. Bununla birlikte sömürgeci kâfirlerin özellikle de Amerika ve İngiltere’nin Türkiye üzerinde siyasi bir rekabete girmesi bunun göstergelerinden birisidir. Özellikle de 2015’in Temmuz ayından şu ana kadar bu bölgede şiddet tırmanarak/tırmandırılarak Türkiye istikrarsız ve güvensiz bir ülke haline getirilmek istenmektedir. Son Sultanahmet saldırısında olduğu gibi…

Her iki ülke de bu tür olayları kendi çıkarlarına uygun olarak istismar etmişlerdir. Burada garip olan ve üzerinde durulması gereken asıl konu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ve buna benzer olayların hemen akabinde “Türkiye üzerinde bir ameliyatın yapılmasına asla müsaade etmeyiz.” demesidir. Mademki bu tür olaylara müsaade etmeyeceğinizi iddia ediyorsunuz; o halde sömürgeci kâfirlerin ve özellikle de Amerika ve İngiliz büyükelçiliklerini hemen kapatmanız gerekmektedir. Çünkü bu tür kurumlar fitne, fesat ve terörizmin kaynağıdır. Bu tür olayları besleyen, istihbarat ve lojistik destek sağlayan kurumlardır. Buna ilaveten sömürgeci kâfirlerle aranızda yapmış olduğunuz ikili stratejik güvenlik anlaşmalarını hemen iptal etmelisiniz. Yoksa söylemiş olduğunuz söylemler hamasetten öte geçmeyecektir.

Şayet tüm bunlara rağmen, şu an üzerinde yürüdüğünüz fasit demokratik politikada ısrar ettiğiniz sürece daha çoook sömürgeci kâfirlerin bu topraklar üzerinde ameliyat üzerine ameliyat yapmasına, velev ki istemeyerek de olsa müsaade etmiş olacaksınız. Bundan daha önemlisi ise hem PKK ve diğer terör örgütlerinin arkasında Avrupa’nın, “İsrail”in ve diğer sömürgeci devletlerin olduğunu, bunların PKK ve diğer örgütlere destek verdiklerini iddia edeceksiniz, hem de destek verdiğini iddia ettiğiniz bu sömürgeci devletlerle ikili anlaşmalar imzalayacaksınız. Bu gerçekten de yaman bir çelişki! Dolayısıyla bu tür hain saldırılar kim tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin ister Amerika veya İngiltere isterse de başka sömürgeci devletler tarafından gerçekleştirilmiş olsun, fitnenin ve terörizmin kaynağı olan demokratik sistem devam ettiği sürece bu tür olaylar ne ilk ne de son olacaktır. Ta ki insanların güvenli bir liman olarak sığınacakları Râşidî Hilâfet Devleti kuruluncaya kadar.

Yılmaz Çelik

Ayrıca...

Kar: Ruhani değil siyasi halifelik

Yıllardır halifeliği savunan Hizbu’t Tahrir’in Türkiye Medya Sorumlusu Mahmut Kar, Hilafetin ruhani değil siyasi olarak …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir