Türkiye ile “İsrail” arasında bir nevi Mavi Marmara katliamının onaylanmasını sağlayan kanun tasarısı dün gece saatlerinde yapılan görüşmeler sonucunda TBMM’de onaylandı. Ak Parti hükümetinin imzasıyla meclise sunulan tasarıya göre, “İsrail” altı yıl önce Mavi Marmara gemisinde katlettiği Müslümanların ailelerine 20 milyon dolar tazminat ödeyecek. Ancak “İsrail” aleyhine açılan Mavi Marmara davaları ise düşürülecek. Böylece terörist “İsrail” askerleri, hukuki ve cezai sorumluluktan muaf tutulacaklar. Anlaşmanın ardından da iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler yeniden büyükelçi seviyesine çıkarılacak.
Ak Parti hükümetleri Cumhuriyet tarihinin diğer hükümetleri gibi katil “İsrail” ile ilişkileri iyi tutmaya çalışarak seleflerinin izinden gitmektedir. Zira Türkiye Cumhuriyeti, 1949 yılında “İsrail’i” devlet olarak tanıyan halkı Müslüman olan ilk ülke olmuştur. Türkiye’nin bu tutumu azgın Yahudi varlığını daha da cesaretlendirerek, Müslüman Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün daha da arttırmıştır. İşte yine Türkiye ve “İsrail” arasındaki anlaşmadan iki gün sonra katil “İsrail” Gazze’yi bombaladı. Diğer İslam beldelerindeki yöneticilerle birlikte Türkiye’deki yöneticilerin de “İsrail’e ihtiyacımız var” gibi söylemleri, gasıp Yahudi varlığını daha da cesaretlendirerek azgınca saldırmasına neden olmuştur. Zira korkak Yahudilerin bu kadar azgınlaşmalarının tek sebebi, Allah’tan korkan cesur yöneticilerin olmamasından kaynaklanmaktadır.
Türkiye ve Yahudi varlığı “İsrail” arasındaki ihanet anlaşmasının mimarı olan hükümete ve bu anlaşmaya onay veren siyasilere yönelik şu hatırlatmalarda bulunuyoruz:
1- Bu anlaşma İslam’a, Müslümanlara ve Mavi Marmara gemisinde katledilen kardeşlerimize yönelik büyük bir ihanettir. Mavi Marmara gemisinde katledilen kardeşlerimizin aileleri, bu rüşvet parasını ve bu ihanet anlaşmasını asla kabul etmemektedirler. Öyleyse siz kimi razı etmek için bu anlaşmayı kabul ettiniz? Kimin rızasını kazanmak için çabalıyorsunuz?
2- Bu ihanet anlaşmasıyla birlikte gösterdiğiniz o sahte “one minute” çıkışınız yerle yeksan olmuştur. Artık hiçbir Müslümanı katil “İsrail’e” karşı olduğunuza inandıramayacaksınız! Çünkü sizler, Müslümanların katillerini dost edinmeyi büyük bir onur ve alışkanlık haline getirdiniz.
3- Devlet, kendi vatandaşını hukuksuz bir şekilde katledenleri affetmez. Öyleyse nasıl oluyor da katil “İsrail” askerlerine yönelik hukuki sürecin sonlanmasını kabul edebiliyorsunuz? Nasıl oluyor da yıllardır istismar ettiğiniz Mavi Marmara şehitlerinin hesabını sormaktan vazgeçebiliyorsunuz?
4- Yeryüzünün en güvenilmez varlığı olan “İsrail” ile nasıl anlaşabiliyorsunuz? İslam’ın ve Müslümanların düşmanlarıyla anlaşma yapmak Filistin halkını ve Mescid-i Aksa’yı Yahudilerin insafına terk etmek demek değil midir?
Ey Yöneticiler! Sanmayın ki gasıp Yahudi varlığını tanıyan, onunla işbirliği yapan ve Yahudilerin katliamlarını izlemekle yetinen riyakârların ihanetleri unutulacaktır. Müslümanlar unutsa da Rabbimiz asla unutmayacaktır! Gasıp Yahudilere gelince; sanmasınlar ki onların da işlediği cürümler unutulacak yâda işbirlikçi rejimler her zaman onları koruyacaktır. Müslümanlar yaşanan bu zulümleri kalplerine ve zihinlerine kazımışlardır. Allah’ın izniyle Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet kurulduğunda, Müslümanların Halifesi Yahudi varlığını havuç söker gibi köküyle söküp atacak ve böylece tüm dünya onların şerrinden kurtulacaktır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu |
www.hizb-turkiye.org |
H. 19 Zilka’de 1437 |
Kaynak: www.hizb-ut-tahrir.info/tr/