Filistin Esirler Araştırma Merkezi’ne göre işgal mahkemeleri son dönemde bir dizi esire karşı intikamcı katı cezalar verdi. 4 esire karşı verilen ceza, 10 yılı aşmaktadır. İşgal varlığının kasten cezaları ağırlaştırdığına dikkat çeken Filistinli Esirler Araştırma Merkezi Basın Sözcüsü Riyad El-Eşkar, amacın Filistinli kadın ve genç kızları, Kudüs intifadasına katılmaktan alıkoymak, bıçaklama eylemine kalkışmalarının önüne geçmek ya da işgal güçleri ve yerleşimcilerine karşı yumuşak davranmalarını sağlamak olduğunu söyledi. Bu amaçla işgal varlığının, aşırıya kaçarak aralarında küçük kızlar dâhil olmak üzere bir kaç esire karşı benzeri görülmemiş yüksek cezalar verdiğini kaydetti.
Yıllardır Yahudi varlığına karşı verilen mücadele sonrası 15.000’den fazla Filistinli kadın ve genç kız hapse atıldı. Yaşlı veya genç demeden ya da 18 yaşından küçük kız olduğuna bakmaksızın cezaevine atılıyor. Birinci intifada da hapse atılan kadın ve genç kız sayısı 3000’di. İkinci intifada da ise bu sayı yaklaşık 900’dür. Esir Aileleri Komitesi’ne göre 13 Haziran 2016 tarihine kadar Yahudi varlığının hapishanelerinde tutuklu esir kadın sayısı 61’dir. En son 4 yaralı esir kadın 10 yıldan fazla cezaya çarptırıldı. 19 yaşındaki Şuruk Düveyat 16 yıl, 22 yaşındaki esir Meyusun Cibali 15 yıl, 16 yaşındaki yaralı esir kız Nurhan Awad 13,5 yıl ve 31 yaşındaki İsra Cebayis de 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yanı sıra diğer kızlar da 3 ila 7 yıl arasında hapis cezasına çarptırıldılar.
Körpecik genç kızlar, güvenli ve huzurlu bir şekilde evlerinde olması gerekirken işgal hapishanelerinde tıkılılar! Okul sıralarında oturup geleceğe bakmaları gerekirken, hakaret ve aşağılanmaya maruz kalıyorlar. Öyle ki farklı yaşlardaki esir kızlar, tutuklandıkları andan itibaren darp, hakaret, küfür ve kalaya uğruyorlar. Soruşturma merkezlerine götürüldüklerinde baskılar daha da artıyor. Darp ediliyorlar, uykusuz bırakılıyorlar, saatlerce hayalet görüyorlar, korkutulup sindiriliyorlar. Kısaca fiziksel ve psikolojik her türlü soruşturma yöntemi kullanılıyor. Cinsiyet, yaş ve özel ihtiyaçlarına bakılmıyor. Esirlerin acısı burada da bitmiyor. Aksine soruşturma sonrası zindanlardan alınıp nezarete götürüldüklerinde orada da sindirme ve baskı işlemi devam ediyor. Cezaevi yetkilileri, küçük düşürmek, baskı yapmak ve itibarlarını zedelemek için bin bir türlü yöntemler geliştiriyorlar. Yönetim, geceleri ve uyurken onların odalarına baskın düzenliyor. Temel insani ihtiyaçlarından onları yoksun bırakıyor. Örneğin miktar ve kalite açısından kötü yemek veriyor. Kullanılması zorunlu ilaçları vermeyerek tedavi haklarını gasp ediyor. Ayrıca yatak ve battaniye sıkıntısı da var. Demir parmaklıklarla takviye edilmiş dar pencereler ve başka korumalıklar nedeniyle koğuşlar yeterli ve iyi güneş ışığı alamıyor. Bu yüzden koğuş odaları gündüzleri bile karanlık. Sözde uluslararası kanunlar, insan hakları ve özellikle de kadın hakları hiç gözetilmiyor. 18 yaş altı kızlar dâhil bütün esir kadınlar böyle zorlu koşullarda yaşıyorlar. Hatta bu esir kadınların, Yahudi kadın mahkûmlardan korktukları bile oluyor. Zira cezaevi yönetimi, hakaret, aşağılama ve darp amacıyla kasıtlı olarak Yahudi kadın mahkûm ile onları aynı koğuşa koyuyor…
Ey İslam ümmeti! Ey Filistin halkı! Bu utanç verici durum ve zillet daha ne zamana kadar sürecek? Herkes izlerken, benzeri durumlardan şikâyet edilirken ve durumlarına üzülürken Müslüman kadınların onuru daha ne zamana kadar kirletilecek? Filistin ve halkı, daha ne zamana kadar aşağılanan esirler olarak kalacak? Kızlarımız, kız kardeşlerimiz, annelerimiz daha ne zamana kadar Yahudi varlığının hapishanelerinde tutulacak? Tutuklu esir kadınların her türlü hakaret, darp ve aşağılanmaya maruz kaldığını gördüğünüz halde kahramanlık ve hamaset duygularınız kabarmıyor mu? Bu körpecik kızlar sizin çocuklarınız değil mi? Namusları sizin namusunuz değil mi? Yoksa kalpleriniz kapalı mı? Onlar, sadece zulmü def etmek ya da bir kadını savunmak adına savaşa giriştiler… Binlerce kızlarımız zindanlarda tıkılı. Buna sessiz mi kalacağız? Uykunuzdan uyanın ve üzerinizden zillet ve alçaklık giysisini çıkarın. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurarak onlardan ve tüm Müslümanlardan bu zulmü def etmek için çalışan Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışın. Bu, Allah’a zor değildir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu |
|
H. 30 Rabiu’l Evvel 1438 |