Home / News / HİZB-UT TAHRİR / BASIN AÇIKLAMALARI / Ey Müslüman Âlimler!
islam devleti default

Ey Müslüman Âlimler!

Ey Müslüman Âlimler! Örgütlerin Terörünü Görüyorsunuz da Amerika ve Ajanlarının Terörünü Görmüyor Musunuz? Gerçekten Bu Çok Garip Bir Şey!

Al Waqf al İslami Derneği, Hollanda’nın Eindhoven şehrinde “Ilımlılık, şeri ve hadaratsal bir yaklaşımdır” sloganı altında 24-28 Aralık 2014 tarihleri arasında bir etkinlik düzenledi. Etkinliğin üçüncü gün yirmi beşinci oturumunda “Terörizm olgusu, mefhumu, tezahürü, nedenleri ve onu önlemenin yolları” adı altında bir forum organize edildi. Konuşmacı âlimler, bugün Müslümanların durumunu kınadılar ve dünyada “terörizm olgusunun” neşvünema ve sorumluluğunu buna bağladılar. Hastalığın tanısını koydular. Tedavi olarak da ahlaka sarılmak, diğerleri ile olan ilişkilerinde uygar olmayı Müslümana farz kılan Hanif İslam’a dönmek olarak önerdiler. Milliyetçilik ve mezhep taassubundan uzak durmanın Rabbani bir buyruk olduğunu söylediler. İslam ümmetinin Batı tarafından terörist olarak tanımlanmasını büyük üzüntüyle izliyoruz. Hatta onlara göre her Müslüman terörist ve her terörist de Müslüman’dır.

Ey âlimler!

Amerikan söylemlerini destekleyerek ümmetinize düşman olanların tarafında durmanızı çok garipsiyoruz. Oysa gözleriniz önünde şahdamarı kesilen yaralı ümmetin yanında durmak ve saf almak gerekiyor. Ne zaman Amerika’nın karşısında duracak ve onu suçlayacaksınız. Suriye’de yüz binlerce kardeşinizi katleden katili destekleyen, Mısır katliamları karşısında sessiz kalan, Libya’nın servetlerini talan edip istikrarsızlığı suiistimal eden, Yemen halkının devrimini terörize eden, korkmadan, çekinmeden Burmalı Müslüman kardeşlerinizi lime lime doğrayanlara arka çıkan Amerika değil midir? Islah ya da ifsadın temelinin yönetici ve âlimler olduğunu bilmiyor musunuz? İstisnasız bugün tüm yöneticilerin durumu içler acısıdır. Batıya olan ajanlıklarında hiç şüphe yoktur. Ama bir avuç yeni yetme âlimin İslam düşmanı kindar Batının direktifleri için takla atmaları gerçekten her gün bizi şoke ediyor! İşte bu, kalpleri paralıyor ve gözleri yaşartıyor!

Ey âlimler!

Terörizm, Suriye devriminin icadı değildir. Arap Baharı ile de ortaya çıkmış değildir. Aksine terörizm, Beyaz Saray şeytanları tarafından planlandı. Sihri öğreten büyük şeytan, Müslüman ülkelerdeki kiralık yönetici ajanlara Nebilerin topraklarında kana doysunlar diye onu onlara öğretti. Maalesef sizin derdiniz Beşşar’ın terörü değil, Suriye devriminin terörüdür! Rakka ve Musul’da sivillerin tepesine bomba yağdıran, masum ve çaresiz çocuk, kadın ve erkekleri katleden Ürdün, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar uçaklarının terörü değil, Gazze ve Batı Şeria halkının terörüdür. Yahudi varlığının terörünü görmezden geldiniz. Dahası Amerika ve onun yaramaz çocuğunu memnun etmek için Abbas yönetiminin yaralı halka karşı işlediği teröre göz yumdunuz.

Tüm bunlardan sonra soruyoruz, size ve konferansınıza ev sahipliği yapan Hollanda ve Avrupa Birliği’nin size kucak açması, sıcak karşılaması çok garip değil midir? Oysa aynı Hollanda ve Avrupa Birliği, mülteci kamplarında Suriyeli göçmenlerin namaz kılmalarına engel oluyorlar. Güvenlik güçleri Avrupa genelinde Müslümanları gözaltına alıyorlar. Gece yarısı evlerin kapısını kırıp çocukları ve eşleri önünde aşağılayıcı bir şekilde onları sürüklüyorlar. Müslüman oldukları, camilere gittikleri ve ilim meclislerinde bulundukları için günlerce, haftalarca suçsuz yere onları hapse atıyorlar. Size kucak açan bu ülkenin eylemlerini kınayan tek bir kelime dahi o zaman sizden duymadık?

Âlimlerin ümmete verdiği felaket, yöneticilerin felaketinden çok daha şiddetlidir. Çünkü ümmet, İmam Ahmed, İzz ibn Abdüsselam ve Takiyüddin en-Nebhani gibi dimdik duran Rabbani âlim görmek istiyor. Bunu ne kadar da çok arzuluyor ve özlüyor. Bu güzide âlimler, Allah’ın rızasına nail olmak için kendilerini feda ettiler, canlarını sattılar. Ve İnşaAllah buna da nail olmuşlardır. 

Ümmet, derin uykusundan uyandı artık. Kimin düşman, kimin dost, kimin Rabbani, kimin de dünyevi âlim olduğunu fark etti artık. Ümmet, selefi Salih gibi takvalı ve güçlü bir âlimin özlemini çekiyor. Öyleyse haydi onlar gibi olun. Fırsatı ellerinizle geri tepmeyin. Allah’ın, Rasûlü’nün, ümmetinizin ve ümmetin devriminin tarafını tutun. Batıyı, ajanlarını ve Müslümanların yöneticilerini bir kenara atın. Onların yüzüne karşı hak sözü haykırın ki şehitlerin efendisi Hamza ibn Abdul Muttalib mertebesine yükselesiniz.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَخُونُوا اللَّهَ وَالرَّسُولَ وَتَخُونُوا أَمَانَاتِكُمْ وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ وَاعْلَمُوا أَنَّمَا أَمْوَالُكُمْ وَأَوْلَادُكُمْ فِتْنَةٌ وَأَنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ “Ey iman edenler! Allah’a ve Peygamber’e hainlik etmeyin; (sonra) bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz. Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah’ın katındadır.” [Enfal 27-28]

 

Kaynak: www.hizb-ut-tahrir.info/info/turkish.php/contents_tr/entry_42590

Ayrıca...

Tutuklamalar İle Ne Bizi Korkutabilirsiniz Ne de Hilafeti Engelleyebilirsiniz

22 Eylül 2020 Salı günü Antalya Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınan 14 Hizb-ut Tahrir mensubu …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir