İslamdevleti.net "…Sonra da Nübüvvet Metodu üzere (Raşidi) Hilâfet olacaktır." [Ahmed b. Hanbel] – Hizb-ut Tahrir HizbutTahrir
İLGİLİ HABERLER
Uluslararası ilişkiler uzmanı Hüseyin Bağcı, Türkiye ile ABD arasında yaşanan ‘PYD’ geriliminin son bulacak gibi görünmediğini söyledi. ABD yönetiminin, Kürt gruplarla ilişkisini Moskova-Şam eksenindeki işbirliğine göre tanımladığına işaret eden Bağcı, Türkiye’nin bu bağlamda tarafları tatmin edecek bir çözüm üretmesinin zor olduğuna vurgu yaptı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, Ankara’da düzenlenen terör saldırısının sorumlusunun kim olduğunu onaylama ya da reddetme durumunda olmadıklarını belirtti.
Günlük basın toplantısında konuşan Kirby, “Suriye içerisinde IŞİD’e karşı savaşan en güçlü grup Kürt savaşçılar oldu ve kendilerine terör örgütüne karşı yaptıkları operasyonlarda hava desteği sağlanmıştı. Bu tür koalisyon destekleri, IŞİD’le mücadele devam ettikçe sürecek” dedi.
ABD: KÜRTLER İÇİN YARI ÖZERK BİR BÖLGEYİ DESTEKLEMİYORUZ
ABD’nin Türkiye ile yakın ilişkisini devam ettirme niyetinden kimsenin şüphe duymamasını da isteyen Kirby, “Türk hükümetinin bu gruplara yönelik kaygısını anlıyoruz. Konuyu onlarla konuşmaya devam edeceğiz. Suriye’de Kürtler için yarı özerk bir bölgeyi desteklemiyoruz” dedi.
RS FM’de yayınlanan “Günaydın Türkiye” programına katılan ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Suriye’de Kürt gruplara verilen destek nedeniyle gerilen Türkiye-ABD ilişkilerini PYD’nin konumu üzerinden değerlendirdi.
PYD’nin ABD, Rusya ve Beşar Esad yönetimi tarafından IŞİD’e karşı mücadele eden bir örgüt olarak değerlendirildiğini söyleyen Prof. Dr. Bağcı, çözümün “Türkiye ile ABD, bu görüş farklılığıyla ne kadar yaşayabilir?” sorusuna verilecek cevaba bağlı olduğunu söyledi.
‘TÜRKİYE’NİN POZİSYONU ABD VE RUSYA’YI İLGİLENDİRMİYOR’
“ABD siyasi pozisyonunda kesinlikle geri adım atmayacak” diyen Bağcı, buna neden olarak da PYD’nin Suriye’deki siyasi ağırlığını gösterdi:
“Kürtler Cenevre görüşmeleri için önemli bir unsur haline geldi. Ayrıca Rusya’nın büyük bir desteği var. Rusya ile ABD zaten PYD konusunda anlaşmış durumdalar. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da PYD’ye hem askeri destek vermekte, hem de IŞİD’le mücadelede kendine bir yandaş bulmuş olmaktadır. Türkiye’nin PKK ile Suriye’deki askeri unsur YPG arasında bağlantı kurması da doğrudur, ikisinin arasında bir organik bağ vardır. Türkiye’nin haklı olduğu nokta bu ilişkidir, ama diğer ülkeler açısından bakıldığında, bu, onları pek ilgilendirmiyor. Çünkü, onların önceliği IŞİD’le mücadelede ne kadar örgüt, taraftar yanlarında olursa o kadar iyidir.”
Ortaya çıkacak olası bir federatif yapıda Suriye’nin federatif bir bölgesinin Türkiye’ye komşu olacağını da söyleyen Bağcı, bu bağlamda hem ABD’yi, hem de Rusya ve Suriye yönetimini tatmin edecek bir çözüm bulunmasının zorluğuna işaret etti.
‘TÜRKİYE CENEVRE’DE DE SAF DIŞI’
Sorun için “iki camii arasında namaz” benzetmesi yapan Hüseyin Bağcı, Türkiye’nin PYD konusunda krizin ilk döneminde ciddi bir stratejik hata yapmadığını, ancak sonrasında bölgesel konjonktürün Erdoğan yönetimini çıkmaza soktuğunu söyledi:
“PYD, diğer örgütler gibi önce Beşar Esad rejiminin yıkılması için mücadele etti ancak sonradan PYD, Suriye ve Rusya yönetimleriyle işbirliğine girdi. İlk çıkış noktasında Türkiye’nin siyasi bir hatası olmadı. Ama Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) dahil diğer muhalif grupların Suriye liderinin güçlenip, iktidarda kalmaya devam etmesiyle birlikte Türkiye’nin pozisyonu hatalı görülmeye başladı. Çünkü Türkiye, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad konusunda geri adım atmıyor. Bundan dolayı Cenevre görüşmelerinde de Türkiye’nin büyük bir olasılıkla çok fazla sözünün dinleneceği bir süreç olmayacak.”
